BÖLÜM 1

52.7K 1.1K 64
                                    

Gün yine başlamıştı; herkesin yetişeceği işi, okulu, sorumlulukları vardı. Zeynep de Metin ile birlikte Aylin'in çıkmasını bekliyordu. Bu sene hukuk fakültesine başlayan arkadaşı ilk senenin verdiği heyecanla olsa gerek bir türlü erkenden hazırlanamıyordu. Yolları aynı güzergahta olduğundan abisi ve arkadaşına da Aylin'i beklemek düşmüştü bu sabahta... Zeynep bu arada Metin'e takılıyor okulu ne zaman bitireceğini falan soruyordu. Hala birinci sınıftan bile dersi kaldığını öğrendiği günden beri onunla uğraşacak bir malzemesi daha olmuştu. Metin neredeyse abisiyle aynı yaştaydı ama Zeynep onunla uğraşmadan edemezdi, zaten Metin'in de öyle bir abilik vasfı yoktu, Zeynep hep olgundu yaşına göre Metinle uğraşma hakkı vardı yani sonuna kadar. O da arkadaşının kardeşini çocukluğundan beri tanırdı, alınmazdı. Zeynep genelde haklıydı ya orası ayrı! Metin bu haklılıktan olsa gerek kendisini savunmak için Zeynep'in boyuyla dalga geçmeye çalışırdı. Kısaydı Zeynep hemde baya kısa, yani abisi Baran'a ve babasına bakarsanız dağ gibi adamlardı ama genler Zeynep'e uğramamıştı anlaşılan. Ama Metin'in önce unuttuğu sonra herkes gibi hayran kaldığı bir özelliği vardı Zeynep'in; kendisiyle, boyuyla ve gözlükleriyle barışıktı o. Mahallenin küçük kızı lakabı buradan yadigar kalmıştı ona. Herkes serpilip uzarken ve mahalledeki erkek çocuk nüfusu hayli fazlayken Zeynep küçük kalmıştı tabi ki herkesin gözünde. Hal böyle olunca Zeynep bu sabah da yine başladı saymaya :

''N'apalım yani? Fabrika hatası olmuş diye geri gönderemiyoruz ya! Öyle olsa senin şu beyninin çapkınlığa işleyen taraflarından biraz da dersler için olanını sipariş ederdik. Devede de boy var ama yine eşek çekiyor diye dememişler boşuna Metin'cim, ben böyle mutluyum sende biliyorsun ki. '' diyerek Aylin'e seslendi tekrar.

''Bilmez miyim; senin kadar kendisiyle alay edebilen, kendiyle barışık birini daha tanımadım zaten. Senin gibi birini bulsam çapkınlık falan kalmaz bende ama nerede artık senin gibi kızlar!'' dedi Metin de karşılık olarak.

''Hadi ordan Metin! Güzelim kızlarla dolu etraf. Abim de duymasın bence.''

Zeynep tabiki biliyordu Metin'in gerçekten kendisine böyle bişey ima etmediğini, şakalaşıyorlardı her zamanki gibi. Bu yüzden Metin bir suçum yok vallahi der gibi ellerini havaya kaldırmış ' aman sakın ha!' derken bir yandan da gülüşüyorlardı ve Aylin sonunda gelebilmişti. O da 'Ama siz yine gülüp eğleniyorsunuz ya!' diyerek isyan edince Metin de Zeynep de bir daha geç kalma o zaman dediler neredeyse aynı anda, birlikte otobüs durağının yolunu tutmuşlar. Oradan sonra da herkes otobüsüne binmiş okuluna doğru yola koyulmuştu.

Onlar gider gitmez evde annelerin işi başlamış her kadını olduğu gibi onları da temizlik, ev işleri ve akşam yemeğine ne pişeceği telaşı almıştı. Sevim hanım yeni aldığı yemek siparişlerini yetiştirmek için hemen koyulmuştu işe, pek ihtiyacı yoktu çalışmaya ama onca yıl tekstil fabrikasında çalışıp emekli olunca evde boş boş oturmak çok sıkmıştı canını. Kendine bir uğraş ararken mahallede ünü yayılmış olan yemekleri imdadına yetişmişti ara sıra böyle iş yerlerinden davetlerden ya da partilerden siparişler alıyordu . Hem evde canı sıkılmamış oluyor hem de bütçeye katkı sağlamaya devam ediyordu. Kocası Ali bey de kendisi gibi emekli olduktan sonra boş duramadığı için bir arkadaşının elektrikçi dükkanında çalışmaya başlamamış mıydı zaten. Halbuki oğulları Baran okulunu bitirmiş ve çalışıyordu, Zeynep ise daha okuyordu ama yine de kazandıkları yeterdi ya kendilerine karı kocanın ruhunda yoktu evde oturmak. Belki hayal ettikleri gibi olup Baran okul bitince bir eczacı açsaydı da Zeynep de abisiyle çalışsaydı arada dükkana uğrar isteyince de evde otururlardı. Ama Zeynep İngiliz dili ve Edebiyatı okumaya başlayınca Baran'ın da pek gönlünün olmadığı bu eczacı faslı kapanmıştı.

Asiye Hanım MahallesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin