BÖLÜMCÜK38/2

5.8K 392 32
                                    


Zeynep de ne yapacağını bilmediğinden Emre'nin onu yönlendirmesini beklemenin daha akıl karı olacağına karar vermiş öylece bekliyordu. Genç adam da onun bu halini anladığından çevik hareketlerle yerinen çıkmış, ineceklerini bildiren düğmeye bastıktan sonra Zeynep'i kapıya yaklaşması için yönlendirmişti. Otobüs durağa yanaşıp durduğunda Emre önden yavaşça inerek Zeynep'i yönlendirmeyi tasarlamıştı ta ki otobüs  hareket edeceğinin işaretini verip motoru çalıştırdığında genç kız dengesini son basamakta kaybetmiş az kalsın yere kapaklanıyordu. Emre onu son anda tutabilmişti o yüzden o anda oldukça yakın ve rahatsız edici bir pozisyonda eğili kalmışlardı...

Zeynep kafasını biraz daha kaldırsa burun buruna gelmeleri işten bile değildi. Ve genç kız gözlüksüz olmanın verdiği tedirginliğine  otobüs yüzünden yaşadığı korkusunu da eklediğinde telaşla kafasını kaldırdığına pişman olmuştu. Bu kadar yakından bile hala net göremiyordu ama bu yakınlık kalbinin duracak kadar hızlı atmasına sebep oluyordu, iyi değildi....

Bu çekimden kendisini ilk kurtarabilen Emre olmuştu. 

"İyi misin? Bir şey oldu mu?" diye sormuştu şaşkınca.

"İ-iyiyim." 

Genç kızı belinden tutarak doğrulttuktan sonra yürümesine yardımcı olmuştu. Çünkü mahallede asfalt yoktu ve Emre, Zeynep'in tekrar takılıp düşmesini istemiyordu. 

"Sana eve kadar eşlik edeyim, koluma girebilirsin." demişti. 

"Gerek yok yolunu uzatma." demişti Zeynep utanarak. Aslında Emre haklıydı. O götürmezse eve ulaşana kadar Zeynep'i uzun bir yolculuk bekliyor olacaktı. 

"Zarar görmeni istemiyorum, hem yolu da uzatmayacağım. Koluma girersen daha iyi olabilir." diyerek önerisini sunmuştu. 

Zeynep de onun haklı olduğunu biliyordu bu yüzden daha fazlla ısrar etmeyerek genç adamın dediğini yapmıştı. 

"Seninle her otobüste karşılaştığımızda başına dert açıyorum değil mi?" diye soruvermişti Zeynep. Aklından geçenleri bir anda dışa vurmuştu.  Gerçekten de Emre'yi her gördüğünde ya düşüyor ya da düşeyazıyordu. Tamam sakar olduğu aşikardı ama tüm rezillikleri Emre otobüsteyken mi başına gelmek zorundaydı sanki?

"Kendini fark ettirmeyi hep başarıyorsun diyelim, bu da bizim ritüelimiz oldu." diyen Emre gülüşünü saklayamıyordu. Zeynep haklıydı ama bilmediği nokta Emre bundan hiç şikayetçi değildi. Aksine sohbet etme fırsatı bulduğu için seviniyordu. 

Apartmanın kapısına ulaştıklarında Zeynep çantasında arasa anahtarı bulma olasılığının bayağı düşük olduğunu bildiğinden buna hiç yeltenmemiş genç adamdan zili çalmasını rica etmişti. Annesinin ede olmasını umuyordu. 

Neyse ki Sevim hanım o gün evdeydi ve kapıyı hemen açmıştı. Zeynep'e yukarı çıkması için de yardım etmişti Emre. Merdivenler de karanlık ve dikti. Sonunda kapıya ulaştıklarında Zeynep'i gözlüksüz gören Sevim hanım telaşlanmıştı. Zeynep gözlüksüz dolaşmazdı ki? Eve nasıl gelmişti? 

Korku ile kızına bakarken arkasından çıkan Emre'yi gördüğünde  rahatlamıştı. Genç adam, kızın boşta kalan elini tutmuş onu yönlendiriyordu. Sevim hanımsa son basamakları çıkan gençleri bekleyememişti. 

"Kızıım, ne oldu? Gözlüklerin nerede?" diye korku ile soruvermişti. 

"Kırıldı annecim, iyiyim, merak etme." diye yanıtlamıştı Zeynep ise son basamağı tamamladıktan sonra.

"Teşekkürler." demişti arkasında kalan Emre'ye dönerek. 

"Nasıl kırıldı, Nerede? Sen nasıl geldin kızım?" diye ardı ardına soruyordu annesi. 

Asiye Hanım MahallesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin