BÖLÜM 27

8.9K 564 31
                                    

Hepinize iyi geceleer!

Biliyorum çok beklettim ve yine biliyorum ki yeterince uzun bir bölüm olmadı ama nasıl bazen hiçbir şey okuyasınız gelmezse benim de hiç yazasım yoktu... Bu bölüm bile yazdığım en kötüsüymüş gibi ama...Yine de yayınlıyorum. 

Şu sıralar gerek özel hayatım gerekse sorumluluklarım o kadar gözümde büyüyor ki, dermanım kalmıyor desem yeridir. Bir yandan da hikayeye ciddi anlamda kaliteli ve doyurucu bölümler eklemek istediğim için öylesine yazıp yüklemeye sakız gibi uzatmaya elim varmıyor... Özenerek yazmayı çok istiyorum. 

Ben yazamazken yine de gelişmek adına çok daha çok okumaya karar verip kendimi kitaplara gömdüm :) Zülfü Livaneli'nin Serenad'ını yeni bitirdim ve o kadar harikaydı ki... Okumaya devam ettiğim Canan Tan'ın Pembe ve Yusuf'u da çok güzel gidiyor. Şiir severler içinse Nazım Hikmet'in Henüz Vakit Varken Gülüm'ü şimdilik elimde.

Ben güzel, doyurucu ve anlamlı yazmaya çabalarken bu birbirinden güzel yazarlara göz atın derim :) 

İyi Okumalar!

Aylin'in tongaya düşürmesinin ardından Metin'in gözlerinde gözlerini zorla ayırmış olan Merve, asıl konuya odaklanmaya karar vermişti çünkü ne olup bittiğini gerçekten öğrenmeyi kafaya koymuştu. Yoksa çatlardı merakından.

"Biz hepimiz yaşça küçüğüz Canan'dan; hem evlilikmiş, sevgiliymiş ne Aylin ne Zeynep ne de benden sorulmaz o işler. Belki de anlamayız diye bizimle konuşmamıştır." diye Baran'a hitaben konuşmuştu Merve.

Söylediklerinde haksız da sayılmazdı. Ama söyledikleri ile salonda bulunan iki delikanlıyı güldürmeden edememişti. Metin, Merve bunları farkında olmadan söylerken sözleri adeta bir mesaj gibi algılamıştı... O an Merve bunları kast etmiyor olsa da Metin hayatında ne şu an ne de daha önce birileri olmadığı anlamını çıkarıyor ve buna seviniyordu. Çapkın gülümsemesini saklayamadan Merve'ye bakarken kız kardeşinin göz hapsinde olduğundansa habersizdi.

"Tamam doğru diyorsun da, kimlerle konuşacak peki? Gidip annemlere anlatacak hali yok ya Merve." diye Baran da düşüncelerini belirtmişti. Ki haklıydı, kendisinden küçük de olsalar kızlarla konuşması en mantıklısı olurdu.

Metin gibi Merve'nin sözlerinden etkilenen ve burdaki payını Zeynep'den yana çıkaran Emre ise hayal alemine dalmıştı adeta. Kendisine ne oluyordu bilemese de Merve'nin söyledikleri üzerine komplo teorileri kuruyor, ya Zeynep de arkadaşlarına özel hayatıyla ilgili bu gibi şeyleri söylemiyorsa ya onun da bir sevgilisi varsa diye düşünürken içi içini yiyordu.

****

Ortamın küçükleri olarak kalan Delal ve Okan ise sessiz kalarak konuşulanları dinliyorlardı. Tabii bu sırada Okan, Delal'e sinirli bakışlar attıktan sonra kafasını başka yöne çevirmeyi ihmal etmiyor ve bu hareketi sık sık tekrarlayarak Delal'i huzursuz ediyordu.

Okan kendisinden çekinen Delal'in bu tavrını hissettiğinden beri bir şeyleri yapmasını istemediğinde ona sinirli olduğunu bir şekilde hissettiriyor ve pasif kalmasını sağlıyordu. Kendisinden korkuyor olması pek hoşuna gitmese de erkenlik çağındaki çoğu akranı gibi henüz karşı cinsle konuşmalarında kendisini geliştirememiş olduğundan yolu agresifliğe çıkıyordu...

Delal ise kendisinden ne istediğini katiyen anlayamadığı bu çocukla başının dertte olduğunu düşünüyordu. Bakışlarını üzerinde hissettikçe huzursuzca kıpırdanıyor, tekrar konuşulanlara odaklanmaya çalışıyordu ardından da.

Okan'ın bu şekilde davranmasının tek nedeni her genç kıza öğretildiği gibi ona da hoşlantı belirtisi olarak geliyor sonra ise bu tezini saçmalar saçması bularak rafa kaldırıyordu...

Asiye Hanım MahallesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin