BÖLÜM 12

11.9K 631 23
                                    


Umarım sizi çok bekletmemişimdir, finallerim bitti de geldim :) Biraz uzunca yazmaya gayret ettim. Şimdilik yazımla ilgili tam kontrolleri yapamadım ama tüm bölümlerin üzerinden geçmeye çalışacağım o arada düzeltebilmeyi umuyorum. Birkaç saat önce profilimde yayınladığım açıklamayı bölüm sonuna ekleyeceğim. Görüşlerinize her daim açığım.

Bölümü wattpadde ilk okuduğum kitap olan KUMA kitabının yazarına ithaf etmek istedim :) 

iyi okumlaaar :) 

Delal hala duvarın kenarına çekilmiş saklanırken çığlık atmamak üzere kendisine telkinler veriyordu. Kendisini kurtaran kişi hakkında bile komplo teorilerini kurmaya başlamıştı ama yerinden kıpırdayacak cesareti pek bulamıyordu.
Okan sonunda sinirini çıkardığını fark ettiğinde burnunu kesinlikle kırdığına emin olduğu çocuğu rahat bıraktı, arkadaşına tutunarak oradan uzaklaşan çocuk geri döneceği ve hesap soracağıyla ilgili söylenmeyi ihmal etmiyordu.
Kavga sesleri kesilmişken Delal etrafına bakacak cesareti toplamaya çalışıyordu. Okan da Delal'e iyi olup olmadığını sormak için yaklaşıyordu. Genç kızın yanına geldiğinde güven verircesine kollarından tutarak iyi olup olmadığını sordu. Delal Okan'ı görmeyi hiç beklemediği için şaşkındı ama başını aşağı yukarı sallayarak iyi olduğunu belirtti.

"Sen oyun oynuyordun hala ben çıkarken, nasıl hemen geldin ki?"

"Oyun oyuyor olabilirdim ama o iki herifin hemen senin peşinden çıktığını gördüm. Sen böyle düşüncesizce bu karanlıkta tek başına neden gitmeye çalışıyordun asıl?"

"Ne yapsaydım peki? Eve gitmem gerekiyor sonuçta."

"Beni çağırsan mesela?" dedi Okan iğneleyici şekilde.

Delal ise bu söylediğine hala şaşkınlıkla bakıyordu. Onu mu çağırsaydı? Bu çocuk ciddi miydi acaba!

"Seni mi? Pardon ama neden çağıracakmışım?" dediği anda Okan'ın o sinirli bakışlarıyla karşılaşmıştı.

Ne akla hizmet ona böyle diklendiğini bilmiyordu... Yürüyüp gitseydi ya, tamam kendisini kurtardığı için pekala teşekkür edebilir sonra da yoluna devam edebilirdi. Ama korkuyordu işte! Kapıdan çıkarken de korkuyordu ve korktuğu başına gelmişti. Delal öyle güçlü kızlardan değildi ki, demin de o çocuklara karşı hiçbir şey yapamayarak bunu kanıtlamıştı.

"Ne demek neden beni çağıracakmışsın! Aynı mahallede oturuyoruz ve ben saatlerdir o salak ödev yüzünden bekliyordum. Bittiğine göre dönecektik işte."

Bu kız ciddi anlama sinirlendiriyordu Okan'ı bu kadar saf mıydı cidden yoksa salak mıydı? Neden saatlerce internet kafede oturduğunu sanıyordu ki! Zaten ödeve yardım etmiyordu inadına, istese kalkar giderdi, sırf bu saatte onu yalnız bırakmamak için beklemişti ve o kendisine haber bile vermeden çıkıp gitmeye çalışıyordu...

"Aynı mahallede oturduğumuz şimdi mi aklına geldi? Beni her daim görmezden gelen sensin. Sana haber vermek tabikide yapmam gereken bir şey değildi."

Bugün içinden gelenleri dökme zamanıydı sanki Delal'in; bütün görmezden gelinmelerini, sürekli hissettiği o istenmemişlik duygusunun tüm hesabını sormak istiyordu. En çok da nedenini merak ediyordu. Defalarca düşünmüş ama Okan'ın böyle davranmasını gerektirecek bir şey bulamamıştı tanıştıkları andan beri.

Okan ise ne diyeceğini bilemiyordu. Gerçekten elle tutulur bir açıklaması yoktu. Sınıf listesinde adını gördüğü kızın Delal gibi biri olmasını hiç beklemiyordu, bir de onların mahallesine taşınmış olması iyice şaşırtmıştı onu. Hem de ergenlik çağlarında içinde bulundukları rehavet ile arkadaşları arasında Delal'i ilk kimin tavlayabileceği yahut güzel mi çirkin mi olduğu ile ilgili birçok iddiaya tutuşmuşlardı. Bunun pişmanlığını da yaşıyordu. Laf dinlemez ve şakanın dozunu ayarlayamayan bazı arkadaşları hala Delal ile yakınlaşma planları kurdukça sinirleri daha da bozuluyor sonunda bunun hıncını da Delal'i yokmuş varsayarak çıkarmaya çalışıyordu. Bütün bunları kesinlikle ona anlatamazdı. Biraz daha böyle sessiz kalamayacağını anladığında cevap vermek için kendisini hazırladı.

Asiye Hanım MahallesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin