BÖLÜM 36

6.9K 476 16
                                    


İyi okumalar!

umarım beni terk etmeyip buralarda olanlarınız vardır hala :) 


Merve restaurantta kendisi için kavga ettikten ve dönüş yolunda ise bin bir türlü imada bulunmasından sonra günlerdir Metin'i görmemişti...Metin de anlamlandıramadığı bir şeyler vardı genç kızın. Daha önce de flörtleri olmuştu, sevgilileri, hoşlandıkları ve ondan hoşlananlar... Ama kontrolü kaybetmiş gibi hissetmemişti hiçbir zaman. Sevgilileriyle bile kontrolü elinde tuttuğunu muhakkak hissederdi. Merve için iplerin elinde olmayışı felaket demekti ki, Metin mevzu bahis olduğunda böyle telaşlı hissetmesinin sebebi de buydu. Metin'in ele avuca sığmayışı o deli dolu halleri Merve'yi hep bir tedirginliğe sürüklüyordu... Mantık genç kız için her şey demekti ve mantığı Metin'in önüne setler çekiyordu her defasında. Oysa kalbine verse yetkiyi, bir an olsun kalbiyle baksa... İşte o zaman çözülecekti belki her şey ama yapamıyordu bunu genç kız. 

Belki de kendisi dahi fark etmeden istemsizce teslim oluyordu bu plansızlığa, bu çılgınlığa. Yoksa cerrahi dersinin tam ortasında Metin'i ve aralarında geçenleri düşünmesinin başka izahatı olamazdı. Ama genç kız bunu da inkar etmeyi seçmişti...

Düşüncelerinden kurtulmak için hafifçe başını iki yana sallamıştı, yanındaki arkadaşının ne olduğunu soran bakışlarını da savuşturduktan sonra profesöre odaklanmaya gayert etti. Not alması gerektiğini gayet iyi biliyordu. 

****

Mezuniyet balosuna bir haftadan az bir süre kalmıştı ve Metin hala Merve ile konuşamamış olsa da baloya onunla gitmeyi kafasına koymuştu. Ne yapıp edecek onu kendisi ile baloya gelmeye ikna edecekti... Restauranttan çıktıktan sonra söylediği onca imalı sözü anlamamazlıktan gelen  genç kızın bunlara rağmen onu bırakıp gitmeyişi genç adama cesaret bahşediyordu çünkü eğer biraz olsun Merve'yi tanıyorsa  bundan rahatsız olmuş olsaydı onu bırakıp gideceğini biliyordu. Nitekim gitmemişti... Utandığını biliyordu Metin, yoksa hayatta kaçamak cevaplar vermezdi o. Ve utanması önlenemez bir şekilde genç adamın hoşuna gidiyordu. Sonra acaba başka erkeklerinde böyle imaları olmuş mudur? olmuşsa onlardan da utanmış mıdır? utanmadıysa onlarla flört etmiş midir? diye kendi kendisini yiyordu genç adam. Bunun adı kıskançlıktı biliyordu...  Ama kahretsin ki Merve'nin geçmişinde birileri var mıydı bilmiyordu... Daha önceleri genç kız sadece kardeşinin arkadaşıydı Metin için, hiç alakadar olmamıştı ki. 

Ama artık aklından çıkmayan bir hayaldi onun için, şevkatli yani hoş ama görmesi zor bir rüyaydı. Utangaç ama belli etmeyecek kadar gururlu bir kadındı... Ve Metin gerçekten birinden böylesine hoşlanıyordu herhalde. Karşılık bulamadığı bir duyguyu böyle kolay kabul edeceğini kendisi de hiç düşünmezdi genç adam ama Merve için buna bile razı olduğuna göre...

*****

Canan Özgür'ün onu fark etmeyişini fırsat bilerek kapıda öylece kala kalmış genç adamı izliyordu... Askerden geldiğinde üç numara olan kısacık saçları uzamaya başlamıştı, çorbayı karıştırırken sanki çok mühim bir iç yapıyorcasına dikkat ediyordu genç adam. Arada bir de telaşa kapılır gibi oluyor sonrasında vazgeçiyordu. Ciddiydi, sevilesiydi, güzeldi tam o anda. Ve Canan'ı öpmüştü! Genç adamı izlerken aklına gelenlerle irkildi tekrar. Canan alışık değildi sevilmeye o yüzden her şey bir şakaymış gibi hissediyordu, duygularıyla oynanan bir şaka... Kim ne yapsındı kendisini? Hayatında onu sevmesi gereken herkes onun terk etti edeli Canan sevilmeye değer olmadığını düşünüyordu, kimsenin kendisine değer vermediğini... Hep kendi kendisine yetmeye çalışmıştı genç kız, sırtını yaslayacağı bir ailesi olmamıştı kendini bildi bileli... Bir insanı annesi dahi sevmiyorsa kim severdi ki sahiden? Ama Özgür sevmişti, öyle diyordu. Demiyor muydu? Canan en çok da üzülmekten korkuyordu tekrar heves edip eli boş kalmaktan... 

Asiye Hanım MahallesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin