Uzun zamandır yeni bölüm koyamadım, bu bölüm tüm eskileri telafi niteliğinde olsun bari. Cinsel içerikler var, ya ilk sayfaları okumayın ya da hakaret içerikli yorum yapmayın.
Hepinize iyi okumalar, çokça öpüldünüz.
-
O, benim için siyah bir gökkuşağıydı. Tüm renkleri, siyahın binbir tonuyla boğmuştu. Renklerin üzerine, tüm kasvetiyle doğmuştu. Yağmurdan sonrası yoktu, geceye doğuyordu. Gündüzün aksine görmesini bilenler için her zaman oradaydı.
Tüm ihtişamıyla, benim geceme doğmuştu. Benim siyahımı parçalamış, tek bir renk olmamızı sağlamıştı. Bencil bir adamdı, kalbimin sınırlarına dâhil olduğu yetmemiş gibi bedenimin sınırlarını da parmaklarıyla keşfetmişti.
Ve şimdi, beni ve bana dair her şeyi çizmek istiyordu.
Duyduğum cümleler, tenimin üzerine derin harfler ile kazınmıştı. Bedenim, ilkel bir arzuyla yanarken cümlesi, kulaklarımda yankılanıyordu.
Yüzüne tanrıtanımaz bir gülümseme yayılmıştı, vereceğim tepkiyi kestirmeye çalışıyordu. Söyleyecek hiçbir şeyim yoktu. Beynim, düşünme yetisini kaybetmiş gibiydi. Tam o an, kalbimin devreye girmesine izin verdim. Parmaklarım, gömleğimin düğmelerinin üzerinde durdu. Devrim, karşıda ki sandalyeye oturdu ve beni izlemeye başladı.
Heyecandan titreyen parmaklarım, yavaş bir şekilde en sonda ki düğmeyi buldu. Saniyelere meydan okuyacak yavaşlıkta düğmeyi açtım, küçük sesi bana devasa boyutta gelmişti. Üst kısmına doğru ilerlemeye devam ettim, geriye iki düğme kalmıştı. Devrim'in gece mavisi tonlarına bürünen gözleri, içimde ki isteği daha fazla körüklüyordu.
Kalan son düğmeyi de açtıktan sonra gömleğin, omuzlarımdan düşmesine izin verdim. Devrim'in irileşen lacivert hareleri, göğüslerime odaklandığında sert bir şekilde yutkundu. Âdem elması, kutsal bir görüntü sergileyerek gözlerime, kendini sundu. Parmaklarım, siyah sutyenimin kopçasının üzerinde durdu. Derin bir nefes aldım ve kopçayı açtım.
İlk defa biri göğüslerimi görmüyordu fakat sanki ilk defaymış gibi hissediyordum. Kalbim, siyah kanatlarını açmış Devrim'in siyah gökkuşağına konmak için yola çıkmıştı.
Sutyenin askılarını, omuzlarımdan aşağıya doğru kaydırdım. Bileklerimin olduğu kısımdan aşağıya düştüğünde demir kısmı yüzünden tok bir ses ile zeminde yankılandı. Gözlerimi, zeminden ayırıp Devrim'in uçsuz lacivertlerine diktim. Dili yardımıyla dudaklarını ıslattıktan sonra gözleri, göğüslerimde takılı kaldı.
"Siktir,"dedi tek bir solukta, aralanan dudaklarının arasından.
Kalbim, saniyeler geçtikçe şiddetini arttıran bir yangının başlangıç yeri hâline gelmişti. Alevler, tenime baskı uyguluyordu. Yangınımı bir tek onun soğuk kalbi söndürebilirdi. Ateş ve su değildik. Çok daha güçlüsüydük biz.
Alev ve Buzduk.
Parmaklarım, eteğimin fermuarında durdu. Fermuarı güçlükle açtıktan sonra eteğin, bacaklarımın arasından kayıp, yerle buluşmasını izledim. Parmaklarım, kalan son iç çamaşırıma doğru yol alırken Devrim, oturduğu yerden kalktı ve tam önüme geldi.
Saniyelerim, saatlere meydan okuyacak yavaşlıkta ilerliyordu. Enkazımın altından bağımsızlığa kavuşan duygular, gün geçtikçe şiddetlenip aşk adı verilen duyguya zemin hazırlıyordular. Aşkın tanımı, her insan için farklıydı. Benim için, sevgiden çok daha ötesiydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Soğuk Yangın|Devam Edecek
ActionGözlerinde ki soğuk grinin aksine bakışları bir şehri kül edebilecek büyüklükte ki bir yangının her tonunu taşıyordu. Ben ölümüne saniyeler kalmış bir kelebeğin umutsuzluğunu taşıyan kızdım,ölümün kasvetli siyahı tüm kalbimi esir almıştı; ona kadar...