Merhabalar, çok sıklıkla bölüm atamadığımın farkındayım. Yazmam gereken çok fazla kitap var ve zamanım biraz az. Bir kitabıma final yapacağım, bunun kurgusu da tamamlandığı için sadece yazmak kaldı geriye. Umarım bundan sonra daha sıklıkla bölüm atabilirim.
İnstagram:zeeynepg
İyi okumalar.:')
Aşkı, somut şeylerle kısıtlamayı hiçbir zaman doğru bulmamıştım. Aşk, özgür olmalıydı.
Evlilik, aşkı kâğıt üzerinde sınırlandırmaktı. Benim için bir önemi yoktu, bir soyada veya birbirimize ait olduğumuzu söyleyen bir cüzdana ihtiyacım yoktu. Devrim'e âşıktım, bunu devletin kabul etmesine gerek yoktu.
''Devrim, evlilik aşkın sınırlanmasından ibaret. Ben, aşkın özgür kalmasını savunanlardanım.''dediğimde kaşlarını çatarak bana baktı. Evet, pek hoş bir açıklama olmamıştı.
''Anlamadım?''dedi, şaşkınlığı ses tonuna yansımıştı. Ellerini, avuçlarımın arasına aldım ve üzerine küçük öpücükler kondurduktan sonra Devrim'i yanıma çektim. Parmaklarım, yüzünün gerilmiş hatlarında dolaşıyor, tenini keşfe çıkıyordu.
''Sana olan âşkımı, basit bir kâğıt parçasıyla sınırlandırmak istemiyorum. Birlikteliğimizin devlet tarafından onaylanmasına gerek yok, bağlılığımızı kanıtlayan şey evlilik cüzdanı olmamalı. Daha özel, daha güzel bir şey olmalı. Herkesin yaptığını yapmak istemiyorum. Seninle aşkı, herkesin yaşadığı aşktan çok daha başka yaşamak istiyorum.''
Devrim bir süre bana doğru baktı. Bakışlarında kırgınlıktan çok büyülenmişlik vardı. Yüzünü tuttuğum ellerimin üzerine kendi ellerini koyarak öylece sabitledi beni. "Biz, aşkın hiç yaşanmamış hâlini yaşayacağız seninle."dedi, umut dolu bir sesle.
"Aşkın en bilinmeyen hâlini."
"Ama hepsinden önce senin iyileşmen gerekiyor ve benimde önümüzdeki her engeli kaldırmam."
Kaşlarımı çatarak Devrim'e doğru baktım, önümüzdeki engeli kaldırmaktan kastı neydi? Güzel günlerin bizi beklediği gibi bir hayalim yoktu, tek hayalim onun içinde bulunduğuydu. Bu kadarı bile bana yetiyordu, sonuçta kaç insan saf bir aşkı tadabiliyordu ki?
"Ne demek istiyorsun?"
"Öğreneceksin, küçük. Şimdi büyümek için dinlenmelisin."dedi, alaycı bir sesle. Ona kızabilir, küçük olduğumu inkâr edebilirdim fakat yüzündeki gülümseme kalbimin katline sebep olacak kadar güzeldi.
"Ne zaman büyüyeceğim senin için?"diye sordum, hayran bir şekilde yüzüne bakmaya devam ederken.
"Sen, her zaman benim için on yedi olarak kalacaksın. Daha fazla soru yok, uyku vakti."dedikten sonra pikeyi göğsüme kadar çekti. Başımı Devrim'in omzundaki boşluğa yasladığımda tamamlandığımı hissettim. O, benim kaybolmuşluğumdu ve ben, o kayboluşun içinde kendimi yeniden bulmuştum. Ona âşık olmuştum, Tanrı'nın varlığını inkârla geçirdiğin sürenin ardından Tanrı'ya inanman, ona tapman gibi bir şeydi bu.
Aşkın en kutsal hâliydi, bu yaşadığım. Günah dolu bir kalbe, hediye edilebilecek en güzel şeydi.
✨
Uyandığımda o yoktu. Sol yanımdaki ağırlık, onun gidişini fark ettiğim an artmıştı. Bedenim boşluktan aşağıya yuvarlanıyormuş gibiydi. Beni iyileştiren kahrolası ilaçlar değil, onun yanında olmaktı. Fakat Devrim yoktu, yanımda değildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Soğuk Yangın|Devam Edecek
AçãoGözlerinde ki soğuk grinin aksine bakışları bir şehri kül edebilecek büyüklükte ki bir yangının her tonunu taşıyordu. Ben ölümüne saniyeler kalmış bir kelebeğin umutsuzluğunu taşıyan kızdım,ölümün kasvetli siyahı tüm kalbimi esir almıştı; ona kadar...