"Sana dair ne hissettiğimi bilmiyorum. Sadece; içimdeki ses, yanımda olursan mutlu olacağımı söylüyor."
•●●·٠•●●•٠·˙
Salona geçtiğimizde beni küçük bir sürpriz bekliyordu. İçimden "Demek o sesler bu yüzdenmiş" diye geçirmeden edemedim. Selim Bey onunla ilk gün yaptığımız konuşmayı hatırlamış olacak ki bana doğru dönüp muzip bir tonlamayla da "İşte tanışman gereken en önemli Atahan! Aslında yanlış hatırlamıyorsam kendisini gıyaben tanıyor olmalısın" dedi. Dudaklarımı birbirine bastırdıktan sonra Selim Bey'e dönüp hiçbir şey diyemeden ona yüz ifademle ne kadar utandığımı belli etmeye çalıştım. O da ifadesini çok da bozmadan bana hafif bir tebessümde bulunarak "Hadi gel de seni dedem olan Selim Atahan ile tanıştırayım" dedi.
Ah! Daha önce kendisinden yetmişli yaşlarını devirmiş biraz göbekli çatık kaşları eşliğinde sert bakışları olan sinirli bir ihtiyar olarak bahsettiğim dede Selim Atahan işte tam da karşımda duruyordu. Gerçi benim söylediğim gibi yetmişli değil de seksenli yaşlarını devirmiş bir bey olduğu aşikârdı. Sanırım yaş konusunda gösterdiğim cömertlik benim için hafifletici bir neden sayılabilir.
Ben bunları düşünürken Ahmet Bey de dedesinin oksijen almasını kolaylaştıran burun kanülünü kontrol edip bir yandan da her şey yolunda mı diye bakıyordu. Ağır adımlarla yürüyerek tekerlekli sandalyesinde oturan en önemli Atahan'ın yanına yaklaştık. Kendisi de gelişimizi fark edip yorgun gözlerini hemen bize daha doğrusu torunu olan Selim Bey'e doğru döndürdü. Döner dönmez de sinirli bir ihtiyar olduğunu tescil edip zar zor konuşarak "İşte bu yüzden ağabeyinin doktor olmasını hiç istemedim. Yaşlandığımda başıma neler geleceğini taa o zamanlardan anlamıştım. Geldiğinden beri bir an olsun düşmedi yakamdan! Söyle rahat bıraksın beni çekiştirip durmasın kablolarımı! İnan olsun ant verdim hepsini sıpıtıp atarım o da kurtulur ben de!" deyiverdi. Oouuv!
Benim şaşkınlaşan gözlerim "Sen atarsan ben de yenisini getirir onu takarım" diyen Ahmet Bey'e kayarken bir anda sinirlenen dede bey büyük torununa restini çekip "Getir ulan! Onu da atmazsam bana da Selim demesinler!" deyiverdi. Aman Allah'ım şu an Atahan erkeklerinin en asabi en sözünü sakınmayan ve tabir-i caizse en "nazik" olmayan üyesiyle karşı karşıyayım. Bu bir milat olmalı. Ama ben dede Selim Atahan'ı da çok sevdim. Neden bilmiyorum ama bu kadar olumsuz özelliğe rağmen içim kendisine çok ısındı. Belki de tüm bu çıkışların ardında aslında her nazına katlanan torunlarına büyük bir sevgi beslediğini hissettiğim içindir bilmiyorum.
Selim Bey hiç beklemediğim bir anda belime minik bir dokunuş yaparak tanışma vaktinin geldiğini belli edip hemen arkasından da dedesine dönerek "Dede bu akşam bir misafirimiz var. Seni onunla tanıştırmak istiyorum" dedi. Tanışma münasebetiyle Ahmet Bey kurtuldu ama bakalım bizim başımıza neler neler gelecek.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Son Mektup (Dizi Tadında)
RomanceHiç kimsenin bilmediği bir sırrın oldu mu? Soruyorum çünkü benim oldu ve belli ki bu konuda yanıma bir yandaş arıyorum.Ben hayatımda ilk defa sevdiklerimden bir şey gizliyorum.Bunun verdiği ağırlığı tahmin edemezsin.Ama şu an düşünüyorum da bu sırrı...