18.Bölüm : O mektupları yazan sen ol istedim

3.1K 259 93
                                    

'Tanışmak kaderdir, arkadaşlık seçim, aşık olmak ise tamamen tesadüf.''


•●●·٠•●●•٠·˙


Ahmet Bey gerekli açıklamaları yaptıktan sonra Ela Hanım ile beni tanıştırdı ve ona Tolga Bey'in durumuna bakmaya gidip odasına alındığında da kendisine haber vereceğini söyledi. Umarım bir an önce güzel haberlerle tekrardan yanımıza gelir.


Ela Hanım ile yan yana oturduktan sonra doğal olarak ikimiz de kısa bir süre sessizliğimizi koruduk. Bu sessizliğin sebebi benim ne diyeceğimi bilememem onun da aklının büyük ihtimalle sevdiği adamda olmasıydı. Ama bunun böyle olmayacağını bir yerden konuşmaya başlamam gerektiğini düşündüm çünkü buraya Ela Hanım'a destek olmak için geldim yanında çanta gibi durmak için değil.


Aklından geçen olumsuz şeylerin onu an be an yıprattığını gözlerimle de görünce elini tutup "Ahmet Bey'i duydunuz her şey kontrol altındaymış. Eminim birazdan Tolga Bey'i görünce tüm bu endişeniz kaybolup gidecek" dedim. Ne kadar dik durmaya çalışsa da gözleri her an dolmaya hazır gibiydi.


Bana o halde bile gülümsemeye çalışıp "Teşekkür ederim umarım dediğiniz gibi olur. Aslına bakarsanız ben o yaradan bile yeni haberdar olmuştum. Bugün de Tolga'yı ateşler içinde görüp uyandıramayınca o kadar çok korktum ki bir an onu kaybediyorum sandım. Sevdiğiniz birini kaybetme korkusuyla yaşamanın ne demek olduğunu bilemezsiniz. Bir şey olacak ve ben onu bir daha göremeyeceğim korkusuyla her an diken üstünde gibiyim" dedi. Bilmiyorum ama tahmin edebiliyorum. Ela Hanım'ın bu sözleri sonrası kendi hayatımla ilgili ne kadar doğru bir karar verdiğimi de anlamış oldum. Sevdiklerimi böyle bir korkuyla yüzleştirmemem yaptığım en doğru şeydi sanırım.


"Onu çok seviyorsunuz değil mi?"

"Tahmin bile edemeyeceğiniz kadar... Biz bir araya gelebilmek için birçok sınavdan geçtik. Aslında hâlâ daha geçiyoruz"

"Önünüze çıkan her engeli aşabilecek gibi görünüyorsunuz"


Bunu söylediğimde bir an kızına baktı ve miniğin yanağına yumuşak bir dokunuş yaparak "Çünkü bunun için çok güzel bir nedenimiz var" dedi. Kızlarını kastediyor. Ne yalan söyleyeyim şu an bu anne kızı imrenerek izliyorum. Umarım Tolga Bey de kısa zamanda toparlanıp ailesinin yanında olur.


Sessizce onları izlemeye dalmışken Ela Hanım bana doğru dönerek "Siz evli misiniz? Çocuğunuz var mı?" diye sordu. Tam başımı iki yana sallayarak "Evli değilim. Çocuğumda yok ama kızınıza bakıyorum da keşke olsaymış diyorum" derken bu lafımın üstüne sanki "Biz varız" der gibi Selim Bey ile tekerlekli sandalyede oturan Kaan yanımıza geldi. Onlara bakarken tebessümüme engel olamadım. Selim Bey oğlunu yanıma doğru bırakıp Ela Hanım'a geçmiş olsun dileklerini iletirken ben de merakla Kaan'a ayağının nasıl olduğunu sordum. Şöyle bir bakıyorum da az öncekinden daha iyi görünüyordu.


"Biraz acıyor ama şimdi daha iyiyim Meral abla"

"Merak etme yarın kendini daha da iyi hissedeceksin çünkü günden güne iyileşmeye başlayacaksın"

"Umarım öyle olur. Sizi tekrardan gördüğüm için çok mutlu oldum"

"Ben de öyle ama bana artık siz deme bence"

Son Mektup (Dizi Tadında)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin