24.Bölüm : Bir insan ne uğruna beklediğini bilmeli öyle değil mi?

3.2K 261 137
                                    

"Gitmesini bileceksin kimi zaman, arkana bile bakmadan! Ve kimi zaman söyleyeceksin sevdiğini, çok geç kalmadan."

Paul Auster


•●●·٠•●●•٠·˙


Sabahın erken saatlerinde gözlerimi araladığımda önce gördüğüm sıra dışı görüntüyle hâlâ uyanamadığımı düşündüm sonra da gözlerimi birkaç kez kapatıp tekrardan açtım. Ama bunu yapmama rağmen hiçbir şey değişmedi. Şu an kalp atışlarımın nasıl büyük bir gümbürtü ile attığını duysan herhalde "Deprem mi oluyor?" düşüncesiyle kendini korku içinde dışarıya atarsın.


Karşımdaki görüntü değişmeyip rüya görmediğimi de anlayınca doğal olarak dün gece bahsettiğim o büyük şoku yaşamaya başladım. Neden mi? Çünkü senin de tahmin edeceğin üzere Selim Bey ile birlikte "Aman Allah'ım! Neden bu haldeyiz?" diyebileceğim bir durumdaydık.


Hadi tamam aynı pikenin altında uyuduk kaldık ama ne diye sarmaş dolaş oluyoruz onu anlamıyorum. "Seni yatağına götürmemi ister misin?" dediğinde ona burada yanında uyumak istediğimi değil "Siz zahmet etmeyin Selim Bey ben odama kendim giderim" demeliydim ve hemen arkasından da gitmeliydim. Demezsem aramız elektrikli zaten o da beni kollarının arasına alıp sıkı sıkı sarar tabii!


Ama bana da aferin... Hatta en büyük aferin de bana! Hangi ara böyle bir şey yaptım bilmiyorum ama benim kolumda onun beline dolanmış başım desen omzunda ama ağzım burnum boğaz turuna çıkmış vaziyette kiiii bu öyle bildiğin manzarasına doyum olmaz İstanbul Boğazı falan değil! Gerçi itiraf etmek gerekirse şöyle bir gözlerimi kaldırıp baktım da uyuyan Selim Bey'in manzarası da pek bir seyre dalmalıkmış. Resmen al eline çayını otur saatlerce bıkmadan usanmadan izle. Aman Allah'ım halime bakmadan yine neler diyorum ben? Acilen kendine gel Meral!


Manzara şahane ama onu uyandırmadan önce yanından kalksam benim açımdan daha iyi olacak yoksa bu sarmaş dolaş halimize o da şahit olursa bundan sonra ona her baktığımda gerçekten çok ama çok utanacağım. Ayrıca bana demez mi "Hani ben senin için sadece Selim Bey olarak kalacaktım?" diye? Ee! Daha bu sözlerin üzerinden 24 saat bile geçmemişken ne bu hâl? Of Meral of! Bir kere olsun koyduğun kuralları harfiyen uygulasan ne olur sanki!


Selim Bey'in uyanıp uyanmadığını kontrol etmek için gözlerimi üzerinden ayırmadan bir kolunu omzumdan diğer kolunu da belimden yavaşça çekmeye çalışıyorum ama ıhh demiyor desem biraz kaba olsa da tam yerinde olacak gibi. Kıpırdanıp kolunun altından sıyrılmaya çalışmam da sonuç vermeyince kendi kendime "Of! Ne güçlü kolları var" diye söylenmeye başladım ama tam da o anda sanki dudağının kenarıyla güler gibi olup yerinde kıpırdandı. Bunu fark eder etmez hareketsiz kaldım. Söylediğim şeyi duymamıştır değil mi? İnşallah rüyasında komik bir şey görüyordur ve gördüğü şeyin de benimle uzaktan yakından hiçbir alakası yoktur.


Bir süre kıpırdamadan dalmasını beklemek zorunda kaldım. Neyse ki uyanmamış ama acele etmezsem her an uyanıp bizi bu halde görebilir ve ben de karşısında eğilip bükülerek ne diyeceğimi şaşırırım.


Son şansımı deneyip oturduğum yerde hafifçe doğruldum. Bunu yapmamla birlikte omzumdaki kolu da aşağıya yani belime doğru kaydı. Bu daha kötü oldu sanki. Hay aksi! Sanki kelepçe ile ona bağlanmış gibiyim şu an. İki elimi kullanarak kollarını açmaya çalışırken de neredeyse ağzının içine düşecek gibi görünüyorum. Bunu her iki anlamda da alabilirsin. Biri tabii ki de ona karşı olan hislerimle alakalı bir durum diğeri ise kendimi kurtarırken verdiğim üstün çabayla ilgili bir durum.

Son Mektup (Dizi Tadında)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin