Yaşam size verilmiş boş bir film; her karesini mükemmel bir biçimde doldurmaya çalışın.
Ara Güler
●·٠●●٠·˙
Sorum üzerine düşünürken bana öyle güzel öyle manalı baktı ki sanki Derya Hanım'a verdiği cevabı gözlerinden okumamı istiyormuş gibiydi. O anlamı her ne kadar okumaya meyilli olsam da şimdilik kendimi bu konudaki okur yazarlığımdan muaf tutmak durumundayım. Yeni bir anlamazlıktan gelme durumu daha yaşıyorum yani.
Tek kelime etmeden bana çekici bir bakışla bakmayı sürdürünce aklından geçen her ne ise onu benimle paylaşmasını engellemek adına bakışlarımı ondan uzaklaştırarak pencereden dışarıya doğru baktım. Aklından geçmesi muhtemel şeyler üzerimde ani bir tedirginlik yarattı çünkü.
Dışarıya bakar bakmaz da içimden gülümsemek geldi. İnsanlar tatil günü olması sebebiyle fırsattan istifade edip aileleriyle ve sevdikleriyle beraber kendilerini dışarıya atmışlar. Kimi çiftler el ele dolaşıyor kimi binmiş bisikletine elinde dondurmasıyla keyifli keyifli geziyor kimileri ise çocuklarını zapt etmeye çalışarak günün güzelliğini yakalamaya çalışıyorlardı. Mutlu görünüyorlardı. Kim olmaz ki?
Yoldan geçenlerin üzerine yansıyan güneş ışınlarına bakarak "Şansımıza havada da çok güzel" dediğimde Selim Bey lafı değiştirmeye çalıştığımı düşünmüş olacak ki peçetesini kenara bırakarak hiçbir şey söylemeden sadece tebessüm etti. Ama ben bunu lafı değiştirmek için söylememiştim ki gerçekten dışarıda harika bir hava var. Yan gözle bakarken güldüğünü görünce ne olduğunu sordum ama o da cevap vermek yerine gülümsemesini gizlemeye çalışarak "Kalkalım mı?" diye sordu.
Kalkalım demesini beklemediğim için elimde olmadan yüzüm düştü. Üzüldüğümü gizleyemem ama kalkmamız şu an için yapılabilecek en doğru hareket olacaktı. Hem belki de yorgundu ya da yapacak başka işleri vardı. Sıkılmış da olabilir tabii bu da ihtimal dahilinde.
Yüzümde istemeden oluşturduğum keyifsiz bir ifadeyle "Tabii kalkalım zaten buraya gelme konusunda size biraz emrivaki yapmıştım. Herhalde tatil gününüzü evinizde dinlenerek geçirmek istersiniz" dedim. Ancak böyle bir niyeti olmadığını yerinden kalkıp o karizmatik yürüyüşü eşliğinde yanıma doğru gelirken "Dinlenmek mi? Oradan bakınca yetmişli yaşlarını devirmiş hayattan da elini eteğini çekmiş huysuz bir ihtiyar gibi mi gözüküyorum?" diye sormasıyla çok net bir şekilde anlamış oldum.
Ah! İsterseniz buradan bakınca nasıl gözüktüğü hakkındaki konuya hiç girmeyelim yoksa onda bu çekicilik varken kuracağım cümlelerden ben sorumlu olmam. Aman Allah'ım bana neler düşündürüyor böyle?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Son Mektup (Dizi Tadında)
RomanceHiç kimsenin bilmediği bir sırrın oldu mu? Soruyorum çünkü benim oldu ve belli ki bu konuda yanıma bir yandaş arıyorum.Ben hayatımda ilk defa sevdiklerimden bir şey gizliyorum.Bunun verdiği ağırlığı tahmin edemezsin.Ama şu an düşünüyorum da bu sırrı...