"İlk önce konuşmaktan korkarsın sevdiğinle, sonra ona aşık olmaktan. Bunlar neyse de, en son kaybetmekten korkarsın"
Sunay Akın
•●●·٠•●●•٠·˙
"Kimse yok mu? Ne olur bana yardım edin!"
Kapana kısılmış bir halde içeride dönüp dururken kalbimin atışı da her geçen dakika daha da hızlanıyor. Sanırım kontrolümü kaybetmek üzereyim. Kendimi sakinleştirecek bir yol bulmak zorundayım ama bunu yapamıyorum. Hissettiğim korku beni an be an bir hortummuş gibi içine çekiyor ve ben buna müdahale edemiyorum. Kendime yaptığım telkinler de hiçbir işime yaramadığı gibi aksine daha da çok paniklememe yol açıyor. Bu konuda hiçbir zaman başarılı olamadım zaten.
"Yardım edin!"
Sanırım asansör yeniden durunca iki kat arasındaki boşluğa denk geldim çünkü içeriye dirhem ışık girmiyor. Belki de tüm katları ilgilendiren genel bir arıza yaşanmıştı bilmiyorum ama buradan hemen çıkmam gerektiğini çok iyi biliyorum. Burada bir dakika daha kalamam. Göremeden ellerimi etrafta gezdirirken çağrı cihazımda susmak bilmiyor. Biliyorum toplantı saatinde orada olmalıydım ama olamıyorum işte! Yardımcı olamayacaksan sus artık sus!
Asansörün düğmelerine dokunup görme yetisini kaybetmiş biri gibi hissederek yardım düğmesini bulup uzun uzun bastım. Bu böyle olmayacak benim telefonumu bulmam lazım. İlk anda yaşadığım korku yüzünden elimden düşen çantamı almak için yere eğildim. Ellerimi hızlı hareketlerle yerde gezdirirken de çantamın sapını yakalayıp kendime doğru çektim. Gözlüğümü koyarken fermuarını kapatamadığım için ağız kısmı açık kalmış ve sanırım telefonum da içinden düşmüş.
Hay aksi! Göremiyor olmam da beni kötü yönde etkilemeye başladı. Her şeyi bırakıp gözlerimi sıkı sıkı kapattım. Sanki görememem benim seçimimmiş gibi bir algı yaratmaya çalışıyor kendi kendime gözlerimi açarsam aslında her yerin aydınlık olduğunu söyleyip duruyorum. Gözyaşlarım akarken kendimi bir anda yere bıraktım çünkü ellerim uyuştu ve nefes alış verişimdeki aksamalar yüzünden de başım dönmeye başladı. Yardım gelene kadar başımı ellerimin arasına alıp bir şekilde sakinleşmenin bir yolunu bulmalıyım.
Birkaç dakika geçtiğinde önce titreşimdeki telefonumun sesini duydum ardından da başımı kaldırınca etrafa yaydığı ışıkla derin bir nefes aldım. Kurtuluyorum galiba. Hızla uzanıp asansörün en dip köşesinde öylece duran telefonumu elime aldım. Arayanın kim olduğuna bile bakmadan telefonu öyle bir hızla açtım ki ben bile şaşırdım. Arayan Rana Hanım'dı. Gelmediğim için merak etmiş ayrıca tam da düşündüğüm üzere genel bir arıza olduğu için yukarıda yaşanan kargaşa sebebiyle benim için endişelenmiş.
Ona tam bir şeyler söyleyecekken asansör tekrar hareket edip bu sefer de yarısı katta yarısı da boşlukta asılı kaldı. O kadar korktum ki ne olduğunu sorduğunda ona sadece "Nefes alamıyorum yalvarırım beni buradan çıkarın" dedim. Bana arızaya bakıldığını söyledikten sonra sakin olmamı ve birazdan hangi katta sıkıştıysam oraya geleceğini söyledi. Umarım Rana Hanım en kısa zamanda buradan çıkmamı sağlar çünkü bu korkuya daha ne kadar dayanabileceğimi bilemiyorum.
•●●·٠•●●•٠·˙
"Bir arıza nasıl bu kadar uzun sürebilir? Hemen açın şu asansörün kapısını!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Son Mektup (Dizi Tadında)
RomansaHiç kimsenin bilmediği bir sırrın oldu mu? Soruyorum çünkü benim oldu ve belli ki bu konuda yanıma bir yandaş arıyorum.Ben hayatımda ilk defa sevdiklerimden bir şey gizliyorum.Bunun verdiği ağırlığı tahmin edemezsin.Ama şu an düşünüyorum da bu sırrı...