Kardeşleri olmalı insanın, tıpkı bir liman gibi; Ara sıra uğrayıp fırtına dininceye kadar koynunda saklanabileceği...
•●●·٠•●●•٠·˙
Yolun geri kalanında sessizdik. Ahmet Bey ne düşünüyor bilmiyorum ama benim aklım maddi sorunumu çözmeme yarayacak olan gizli görevimdeydi. Kendi evime hırsız gibi girecek olmam bana her ne kadar tuhaf gelse de bunu yapmam gerekiyor yoksa başka türlü ihtiyacım olan paraya ulaşmam mümkün olmaz.
Tabii bunları düşünürken gözümün önüne gelen bir görüntü de o stresli anda tebessüm etmemi sağlamadı değil. Hani insanlar gizli işler çevirirken tanınmasınlar diye şapka ve gözlük takarlar ama daha çok dikkat çekerler ya... Bir an kendimi öyle düşündüm de gerçekten bu görüntü işin ciddiyetine hiç uyum sağlamadı. Ben yine de fazla abartmadan kedi kız gibi simsiyah giyinip bu işi sansasyonel olmayacak şekilde halledeyim.
Evin önüne geldiğimizde bir yandan kemerimi çözüp bir yandan da "Yardımınız için çok teşekkür ederim. Size borçlandım ama benim de sizin için aynı şeyi yapacağımdan emin olabilirsiniz" dediğimde nedense Ahmet Bey garip bir tavırla gülümsedi. Haliyle ona doğru şaşkınca bakarak "Neden güldünüz ki komik bir şey mi söyledim?" diye sormak durumunda kaldım tabii.
Aslında birazdan gelecek olan cevap yüzünden keşke sormasaydım mı desem ne desem bilemedim çünkü bu soruma karşılık gözlerini devire devire "Eğer Derya beni öpmüş olsaydı emin ol seni arayıp beni buradan alır mısın demek aklımın ucundan dahi geçmezdi. Ama yine de nezaketin için teşekkür ederim" dedi. Az önce iki arada bir derede bana da laf çarptı değil mi? Sanki bunun benim de aklımdan geçmemesi gerektiğini söylemek istiyor gibiydi.
Birbirimize gülümserken merakıma yenik düşüp "Derya Hanım'ı ciddi ciddi seviyor musunuz?" diye sorduğumda hiç düşünmeden yüzünü gözünü buruşturup "Tatlı bir kız" dedi. Donup kaldım tabii. Derya Hanım mı tatlı? Acaba şu an aynı kişiden mi bahsediyoruz?
Tamam gerçekten çok güzel ve gösterişli bir kadın ama yine de ona tatlı der miydim pek emin değilim. Açıkçası bu konuda biraz tereddütte kalmış bulunmaktayım. Tabii bu tereddüt kuşku yaratan hareketlerle etrafı gezinen gözlerimden de okununca sanki birazdan söyleyeceği özellikleri hoşuna gidiyormuş gibi bir tavır takınıp "Peki tamam kabul ediyorum! Tatlı olmasının yanı sıra biraz da despot ve acımasız bir kız ama neyse ki yumuşak başlı uysal kadınlar pek ilgi alanıma girmiyor. Beni sahada tutması için kaygan bir zeminde olduğumu ve pasifleşirsem her an taca çıkabileceğimi hissettiren arıza kadınları seviyorum ben yapacak bir şey yok" dedi. Oo! Aksiyonlu bir hayat istiyor demek ki. O vakit yaptığı seçime dayanarak ona bu konuda zirveyi zorladığını söylemek isterim.
O an birbirimize bakarak kalınca "Hmm... Sanırım sen benimle aynı fikirde değilsin" dedi. Ne desem acaba? Yine dürüst davranıp çam devirme riskine gitmeli miyim?
Yüzümü ekşiterek söyleyeceğim şeyi kırk kere düşünüp kırkında da vazgeçsem de yine de bu soruyu geçiştirmek için ağzımdan çıkış yapmalarına engel olamadım ve "Açıkçası despot ya da yumuşak başlı fark etmez genel olarak kadınlar pek ilgi alanıma girmiyor Ahmet Bey. Bu yüzden sizinle aynı görüşe sahip olamayacağım sanırım" diyerek içten bir kahkaha atmasına neden oldum. Ne yapayım söylediği şeyden sonra kibarlık etmeye çalışıp aynı fikirdeyiz desem daha tuhaf bir pozisyonda kalacaktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Son Mektup (Dizi Tadında)
RomanceHiç kimsenin bilmediği bir sırrın oldu mu? Soruyorum çünkü benim oldu ve belli ki bu konuda yanıma bir yandaş arıyorum.Ben hayatımda ilk defa sevdiklerimden bir şey gizliyorum.Bunun verdiği ağırlığı tahmin edemezsin.Ama şu an düşünüyorum da bu sırrı...