'Büyük Hermione sarsılmıştı. Ayakta durmasına rağmen eğer oğlan tutmasa düşeceğini çok iyi biliyordu. Dizleri titredi. Oğlan destek olmak istercesine onu biraz daha sıkı tuttu. Ekran yine belirginleşmeye başladı...
6. yıl, Cisimlenme deneme odası.'
Oğlan kendisinden istenilen görevleri hatırlayınca ağzının kuruduğunu hissediyor. Cisimlenme yapacakları Büyük Salonda kendine kuytu bir köşe bulmuşken kendi kendine düşünüyor. Birden yanından hızla geçen şeyle burnuna o çok sevdiği meyveli koku gelirken engel olamadan arkasını dönüyor ve tam arkasındaki boşluğa geçen kızı görünce nefesini tutuyor. Kız onu görmüşe benzemiyor. Cisimlenecek olmanın heyecanıyla yanakları kızarmış. Oğlan kendini nasıl tuttuğunu bilmiyor. Şimdi gidip onu öpse nasıl engel olacak? Tabii sonra ona bir daha asla bakmaz bile. İç çekip önüne dönüyor ve Cisimlenme hocasının dediklerini dinliyor... Adam epeyi ilerlediklerini cisimlenme alanının Hogwarts içindeki herhangi yerlerden birisi olabileceğini ayrıca bu ders bir eşle birlikte cisimlenmelerini söylüyor. Herkes bir arkasındakiyle ortak oluyormuş. Oğlan tenha bir köşedeki en ön sırada olduğu için bir an kalbi uçsa da arkasına döndüğünde kızın suratını buruşturmasını görünce sessizce bakıyor. Ne zaman göreceksin? Senin için çıldırıyorum. Daha önce hiç olmadı. Sadece seni görünce böyleyim. Ve sende sadece beni görünce böyle huysuzsun. İçindeki boşluk hissi yine yüzeye çıkınca üzüntüyle çevresini taradı. Keşke Ginny olsa! Ama yok. Kız huzursuzca oğlana bakıp ayaklarını vura vura yanına geliyor.
"Seslendim, duymuyor musun?" Oğlan ona doğru dönüyor.
"Belki seni görmezden geliyorumdur Granger?" Aynı senin beni görmediğin gibi. Kızın yüzünden hiçbir şey okunmuyor. Belki ona katlanması gerektiğini bildiğinden susuyor ama oğlan bunu istemiyor. Onunla konuşsun istiyor, onunla en azından tartışsın istiyor. Ona karşı çıkan meydan okuyan onun kadar çalışan tek kişi, onun âşık olduğu tek kişi bu kız ama o ondan nefret ediyor. Oğlan öfkeleniyor, onun bu aptal körlüğünden nefret ediyor. Ama tabii ki hiç bir şey demiyor. Ne diyebilir ki?
"Başlayın. İlk yapan üç çiftin binalarına kişi başlarına 10'ar puan!" Etrafta uğultu halinde herkes kendi çiftinin yanına gidiyor. Oğlan kızın tereddütte uzattığı eline eğiyor başını. Kız yüzünü buruşturuyor.
"Eldiven giymemi ister misin?" Oğlan başını ona kaldırıyor ve bir adım atıp elini yakalarken kalbinin yandığını hissediyor. Onun o nazik ellerine dokunmak için çırpınırken bir de eldiven mi giyeyim diyor? Bu kız gerçekten aptal. Kızın epeyi ona doğru geldiğini görünce gereksiz bir rahatsızlık duyuyor. Ya kalp atışlarımı duyarsa? Ya bir daha karşıma çıkmazsa? Başını hafifçe iki yana sallıyor ve ikisi yavaşça dönmeye başlıyor. Etrafta henüz pop sesi yok. Oğlan beyninin milyonlarca parçaya ayrıldığını hissediyor. Doğru düzgün düşünemiyor. Cisimlenmek için gerekli konsantrasyonu oluşturamıyor ama cisimlenmek umurunda değil. Avucunun içindeki elin sahibinden gözlerini alamıyor. Minik elin huzursuzluğunu hissediyor. Kendi elinin sıcaklığını kendi kalbini kendini vermek istiyor ona inansın diye, bilsin diye ama yapamayacağını biliyor.
"Hey, burada mısın? Dilini cisimlemedin umarım?" Başını iki yana sallıyor ve düşüncelerini toplayıp henüz beceremediği için yüzü kızarmış kıza bakıyor. Hafifçe gülümsüyor ve buradaki herkesten önce öğrendiği şeyi yapıyor. Kızı kendine çekiyor olduğu yerde dönüyor ve etrafta büyük bir ışık bırakarak yok oluyor. Slytherin Erkekler Yatakhanesindeyken kızın dengesizliğiyle cisimlendikleri an üst üste yere düşüyorlar. Kız öfkeyle oğlanın altında haykırıyor.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ben Evli Miyim? (Dramione)
FanfictionHermione Granger ailesini kaybettiği büyük savaştan sonra eline geçen bir mektupla büyük bir mirasa konduğu ancak buna sahip olması için evlenmesi gerektiğini, evlenmesi için de tek seçeneğinin hapisteki "eski dostu" Malfoy olduğunu öğrendiğinde çok...