Hermione Malfoy’la yaşamaya karar verdikten-hayır Malfoy’un zorlamasıyla onu evine aldıktan sonra bundan pişman olmuştu bile. Malfoy her yerdeydi. Bütün evde ondan bir iz vardı ve bu genç kadını delirtiyordu. Adam tehlikeli olması yetmiyormuş gibi bir de rahattı. Hermione her an tedbirli olmalıydı. Ne yapabileceği belli olmayan eski bir düşmanla aynı evde aynı havayı soluyor aynı yemeği yiyordu. İlk hafta bir işkenceden beterdi. Malfoy’la sürekli kavga ediyorlardı. Bir kere asaları birbirlerini bulmuştu ve Ginny olay yerine tam yetişip engelleme büyüsü yapmasaydı Hermione, kırılan büyük vazodan çok daha başka zararların olacağını biliyordu. Ginny tuhaf bir şekilde Malfoy ile diyalog kurabiliyordu. İkisi arasında bir iletişim bağı olduğu belliydi. Malfoy Ginny ile diğerleriyle olduğu gibi konuşmuyordu. Aralarında sanki tuhaf bir arkadaşlık vardı.
“Yani,” dedi Hermione bir gün sinirle oturduğu koltuktan Ginny’e baktı. “beni delirtiyor. Ama seni nasıl etkilemiyor?” Ginny gülümsemişti.
"Yine ne oldu? 'akşamları bana çiçek getir' dedin de her akşam eve kaktüsle mi geldi?"
"Komiksin Ginny ama şu an şaka kaldıramam. Bu herif benim sinirlerimi bozuyor."
“Benimkini bozmuyor. Çünkü ben onunla ‘konuşuyorum’.”
“Ne demek bu şimdi?” dedi meydan okurcasına. Ginny rahatça elini salladı.
“Aranızda kimse onunla konuşmadı Hermione. Sadece tartıştı veya kavga etti. Ona hiç merhaba dedin mi?” Hermione duraksadı. Ardından burnundan soluyarak kollarını kavuşturdu.
“Beni delirtir.”
“Demedin yani-“
“Neden diyeyim Ginny? ‘Bunu hak ediyor mu?’” Ginny söyleyeceklerini tartarcasına bir süre bekledi.
“Peki, sen neden ondan sana karşı daha kibar olmasını bekliyorsun? ‘Sen bunu hak ediyor musun?’” Hermione onun demek istediğini anlayıp kaşlarını çattı.
“Ginny! O bize lanet atıyordu. Hatırlamıyor musun? Seni kaçırdıklarında sana direk işkenceler yapmıştır en iyi sen bilmelisin. Şimdi ona karşı kibar olmamı mı söylüyorsun? Ya da benim kibarlığımın onu durduracağını belki değiştireceğini?” Ginny’nin yüzü tuhaflaşmıştı. Hermione onun savaş sırasında kaçırılmasının yol açtığı psikolojik ruh haline girdiğini düşündü. Kadın bir an sustuktan sonra kahvesini içti.
“Ben,” dedi kuru bir sesle. “sadece sana Malfoy’la lanetleşmeden yaşamak için olan yolları söyledim. Onun durumu biraz farklı. Hapse girdi ve bu onun ruh halini epeyi hırpaladı. Eskisinden daha hırçın ve duygusuz.” Dediklerine inanmıyormuş gibi duraksadı. “Ama kendini dizginleyebilir. Benle bir sorunu olmadı çünkü onu sürekli ‘iğnelemiyorum’ ve ya kinle bakmıyorum.” Hermione bir an düşündü. Ama o Malfoy’du. Ona en azından kavga etmeden daha iyimser davranmak Hermione’ye çok acı geliyordu. Savaştaki onca arkadaşının haykırışları Malfoy’u görünce bir anda kulaklarına doluyordu. Belki kimseyi öldürmemişti ama belki öldürülmeleri için fırsat oluşturmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ben Evli Miyim? (Dramione)
FanfictionHermione Granger ailesini kaybettiği büyük savaştan sonra eline geçen bir mektupla büyük bir mirasa konduğu ancak buna sahip olması için evlenmesi gerektiğini, evlenmesi için de tek seçeneğinin hapisteki "eski dostu" Malfoy olduğunu öğrendiğinde çok...