“William!” William gülümseyerek ona doğru gelen kadına baktı.
“Biliyordum-“
“Sadece konuşacağız. Anlaşamazsak-“ William ellerini salladı.
“Tamam, tamam Yaxley ile konuşuruz.” Hermione gülerek gözlerini devirdi.
“Müsait misin sen?” Hermione masadaki dağılmış kâğıtlara bakıp adama geri döndü. William sandalyenin kolundan ceketini alırken başını salladı.
“Ailene bir söz vermiştim. Sana her zaman müsaidim. Gidelim mi?” Hermione minnetle ona bakıp başını salladı ve ikisi sessizce bakanlıktan çıktı…
--------------
“Oh!” Hermione gözlerini açtığında gördüğü manzarayla tüylerinin kalktığını hissediyordu. Burası gerçekten berbattı. Koca ve iğrenç siyah bir bina sanki sürekli yanmış gibi havaya siyah bir duman veriyordu. Başını kaldırıp sonunu görmeye çalıştı ama başaramayacağını fark edince yanındaki adama döndü. O da gördüğünü beğenmemiş ki yüzünü buruşturdu. Ardından ikisi içeri girdi. Adam daha çok biliyor gibi öne düşerek yürümeye başladı ve boyaları dökülmüş koridorda ilerleyip en sonunda duran masanın başına geçti. Masada oturan üniformalı adam buranın kasvetli havasına aldırmadığı belli nazikçe gülümseyerek gelenlere baktı.
“Ben William Rogers. Draco Malfoy’u ziyaret etmeye geldim.” Asasını çıkarıp adama uzattı. Adam alıp terazi gibi bir şeyin üzerine koyduktan sonra bir kâğıda bir şeyler yazıp başını salladı ve kâğıdı adama uzatıp asayı bir kasanın içine soktu. William kâğıdı aldıktan sonda Hermione’ye döndü. Kadın ne var gibi bakınca,
“Asanı ver.” Dedi. Hermione ohlayarak asasını başgardiyan olduğunu düşündüğü iri adama uzattı. Adam onunkini de tartıp kâğıda bir şeyler yazdı ve onu da başka bir kasaya koyarak kâğıdı kadına uzattı. Hermione usulca alırken William işlerinin bittiğini belli edercesine arkasını döndü ve yürümeye devam etti. Hermione arkasına düşüp yürürken yan koridora saptılar ve oradaki masadan bir gardiyan da onlara refakat ederken yukarı çıkmaya başladılar…
------------
“Bu lanet merdivenler bitmiyor mu?” Hermione nefes nefese en az bir 5 kilometre boyu merdiven çıktığını homurdanırken hala daha çıkıyorlardı! Gardiyan hafifçe gülümsedi.
“Görmek istediğiniz adam 7. katta Mrs. Granger. Ona ulaşmak kolay değil.” Hermione ya ne demezsin derken gözlerini devirdi…
6. katın sonunda Hermione feryat ederek siyah büyük bir kapının önünde merdivenin son basamağına çöktü. Gardiyanın orası pis lafına aldırmazken öfkeyle William’a baktı.
“Umarım o aşağılık herif buna değer William yoksa seni öyle bir benzetirim ki lütfen beni öldürün diye yalvarırsın- gülmesene! Hey gülmeyin be!” İki adamda gülerken Hermione sinirle oflayıp ayağa kalktı ve yine ilerlerken gardiyan hala olduğu yerde hafifçe öksürdü. Hermione ona döndü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ben Evli Miyim? (Dramione)
FanfictionHermione Granger ailesini kaybettiği büyük savaştan sonra eline geçen bir mektupla büyük bir mirasa konduğu ancak buna sahip olması için evlenmesi gerektiğini, evlenmesi için de tek seçeneğinin hapisteki "eski dostu" Malfoy olduğunu öğrendiğinde çok...