Bölüm atmayı unutmuşum O.O
Neden hatırlatmıyorsunuz yahu?
Fotoğrafları görünce arayabileceğim tek bir isim vardı: Chanyeol.
Hemen telefonumu alıp onu aradım.
"Heey! Selam Baekkie. Seni özledim."
"B-bende.. Yani şey.."
"Fotoğrafları gördüm. Şapka sana çok yakışmış ama o şirinlik ve o boyla.. Tanrım.. Tanınmayacağını mı düşündün gerçekten? Fazla tatlısın Baek. Milyonlarca kişinin içinde saklansan bile seni bulabilirim."
"C-chanyeol.."
Kulağını telefona dayadığı için her şeyi duyan Min Seok bana 'Ben dememiş miydim?' bakışları atıyordu.
"Neden aramıştın? Yoksa beni mi özledin? Şuan senin arkadaşınla birlikteyim ve sana selamı var. Var değil mi Taemin? Ah Tanrım.. Birbirinize çok benziyorsunuz. O da gerçek bir fan."
"B-ben.. Ne? Taemin'le misin? O hala yaşıyor mu? Gerçekten iyi, değil mi? Yani sen yanındasın ve o hala sağ?"
"Merak etme çok iyiyiz. Sana bir fotoğraf çekip göndereceğim. Evet arama sebebin?"
"Şey.. Biz bugün.."
"Siz? Ah yanındaki gizemli çocuk. Bu yüzden mi aramıştın? Yoksa sevgilin mi?"
"Aslında o benim kuzenim ve ben şirketin haberi olmadan.. Yani.."
"Anladım. Yani dışarıda dolaşıyorsun ve fotoğrafların düşüyor. Sen de şirketin kızıp kızmayacağını soruyorsun?"
"Evet. Aslında sorun olacağını sanmıyorum ama yine de sormak istedim."
"Merak etme. Sonuçta öpüşmüyordunuz değil mi? El ele de değildiniz? Fotoğraflar fazla samimi ama kuzenin olduğunu belli edersen bir şey olmaz. Bugün hiç fotoğraf çekildiniz mi?"
"Hayır.."
"O zaman uyumadan önce bir tane çek ve paylaş. Kuzen olduğunuza dair bir şeyler karala ve onu etiketle. O zaman sorun olmayacaktır. Şimdi gitmem gerek. Çünkü sanırım bir tabak kırıldı."
"Ne? B-bir dakika! Siz neredesiniz?"
"Evdeyiz. Yani bizim olan hani. Ben yarın sabah erkenden ailemin yanına gidip beş gün kalacağım. Gitmeden önce de Taemin'le vakit geçirmek istedim."
"T-tanrım! Siz o evde yalnız mısınız?"
"Evet, Sehun da bu sabah gitti. Ama o üç gün sonra dönecekmiş. Sanırım Jongin de dört gün sonra geliyor. Diğerleri bizimle aynı gün gelecek."
"Neden erken dönüyorlar?"
"Jongin dans çalışacakmış. Sehun'un da sesiyle ilgili çalışması gerekiyormuş."
"Anladım.. Size iyi eğlenceler. Ona kalp krizi geçirtecek bir şey yapmamalısın."
"Size de iyi eğlenceler. Kuzenine selam söyle."
"Kuzenimi öldürmek mi istiyorsun?"
"Hayranımız mı?"
"Fazlasıyla!"
"Senin gibiyse ona kesinlikle selamımı söyle. Umarım bir gün karşılaşırız. İyi geceler Baekkie."
"İyi geceler Channie."
Telefonu yatağa atıp tekrar uzandım. Min Seok bana tuhaf bakışlar atıyordu.
"Ne oldu Min Seok?"