Bu ficin ilk bölümünü paylaştığımı unutmuşum canlarım. Sadece tanıtım paylaştığımı sanıyordum. Fark ettiğime göre artık ilgiye göre bölümleri sık sık paylaşacağım ♥
İyi okumalar ♥♥
Sehun'un sesiyle resmen tüm bedenime yayılan tuhaf bir şey hissettim. Tanrım! İdolüm... Beni koruyor muydu?
Ona dönüp baktığımda bir kez daha göz göze geldik. Sonra tekrar konuştu.
"Söz hakkımız olacak değil mi? Biz onu dinlemek istiyoruz!"
Jüri koltuğundaki bir adam önce öfkeyle üyelere baktı. Sonra da bana döndü.
"Tabii.. Sesini de duyalım. Tekrar sahneye çık."
Taemin denen çocuk koşup elimdekileri aldı ve oturduğum koltuğa koydu.
Sahneye çıktığımda heyecanlıydım. Çünkü Sehun gülümseyerek gözlerime bakıyordu. O esnada adam öksürdü.
"Onların hayranı olduğunu görebiliyorum. Ama şuan burada yoklarmış gibi davranman gerek. Tamam mı? İstersen gözünü kapat istersen de arkanı dön. Ama şu performansı bitir. Hey sana diyorum."
"T-tamam.."
Sessiz geçen iki dakikanın ardından zor da olsa şarkıya odaklandım. Benden "Miracle in December" şarkısını söylememi istiyorlardı.
Başta sesim titriyordu. Ama sonra tamamen şarkıya odaklanıp gözlerimi kapadım. Sanki onların videolarını izliyormuşum gibi hissediyordum. Sahnedeki anlarını, gülümsemelerini ve birbirlerine sarılmalarını hayal ediyordum.
Performansı bitirince gözlerimi korkarak açtım. Birden Chanyeol ve Sehun'un öncülüğünde tüm grup ayağa kalktı. Onlar alkışlamaya başlayınca salondaki tüm rakiplerim de ayağa kalkıp alkışlamaya başladı. Hatta arada ıslık çalan sivri zekalılar bile vardı. Aynı yarışmaya girdiğimizin farkında değiller miydi acaba?
Jüri üyeleri birbirlerinin kulaklarına bir şeyler söylediler. En son gıcık olduğum adam bana dönüp gülümsedi ve önündeki kağıda bir şeyler yazdı. O esnada hepsi not alıyordu.
"Çok iyiydin. Yerine oturabilirsin."
Heyecanla yerime geçtim. Tanrım! Oturduğum an Sehun tekrar bana döndü.
"Vay canına! Sen gerçekten muhteşemsin." dedi ve eğilip fısıldadı "Umarım kazanırsın."
Elini yumruk yapıp bana uzattığında gözlerine hayretle baktım. Şaşkınlığımı fark ettiği için gülümseyerek elimi tutup yumruk haline getirdi ve kendi eline vurdu.
"Seninle iyi dost olabiliriz."
Sehun benimle mi konuşuyordu? Dahası az önce elim eline mi değmişti? Tanrım! Sanırım pis bir elle ömür boyu yaşayabilirim.
Üzerimdeki şoku atamadan sahneye döndüm. Taemin gülümseyerek omzuma vurdu.
"Sanırım şansım yok. Çünkü gerçekten çok iyisin. Ben sadece dansıma güveniyordum."
"Böyle söylememelisin. Onlar dansa önem veriyor. Ama gördüğün gibi ben dansta çuvalladım."
"İnan bana düşene kadar mükemmel gidiyordun. Ayrıca üyeler seni çok sevmiş gibi görünüyor."
Taemin'in baktığı yöne dönüp baktığımda grubun en şapşalının eğilmiş sırıtarak beni izlediğini gördüm. O kesinlikle bu hayatta gördüğüm en tatlı şapşaldı. Karşılık olarak gülümsediğimde tekrar gülümsedi.