Bir hafta geçmişti. Yorucu koca bir hafta..
Tüm ısrarlarıma rağmen Luhan'dan bir şey öğrenememiştim. Çok üstüne gitmek istemesem de benimle paylaşmasını istediğimden her gün ne olduğunu sormuştum. Sonuç değişmemişti.
SeKai için hiçbir plan uygulamamıştım. Kuzenimle dertli dertli mesajlaşıp duruyorduk. Sehun'a söz vermemiş olsam yapabileceğimiz onlarca plan vardı. Kendimi tutmam zordu ama Sehun'un gözyaşları bana engel oluyordu.
Japonya'dan yeni dönmüştük. Dün akşam orada bir canlı yayına katılmıştık ve hemen ardından da uçağa yetişmek için havaalanına koşturmuştuk. Orada dolu dolu iki gün geçirip yüzlerce fotoğraf çekmiştik. Tanıyıp yanımıza gelen herkese tüm sıcaklığımla sarılıp onlarla fotoğraf çekildim.
Luhan'ın sinirli bakışlarına rağmen bana dokunmalarına izin veriyordum. Çünkü onlar için ulaşılmaz göründüğümü biliyordum. Bana sarılmanın bile onlar için özel bir şey olduğunu hissediyordum. Bu duyguyu en içten yaşayan biri olarak hiçbir hayranımı hayal kırıklığına uğratmayacağıma daha ilk günden kendime söz vermiştim. Bu yüzden herkesle göz göze gelmeye ve herkese gülümsemeye çalıştım.
Programa çıkmadan önceki gün gezmemiz ve dinlenmemiz için ayrılmıştı. Tüm günü sokaklarda geçirdik. Alışveriş yaptık ve bizi gören hayranlarımızla kucaklaştık. Sonraki gün de canlı yayınımız vardı. Programda sorulan sorulara tüm kalbimle yanıt verdim. Sunucunun saçma bir sorusu beni sinir etmeye yetmişti.
"Sehun bu sorum sana. Luhan'la birbirinize aşık mısınız? Bu konuda inanılmaz yorumlar var ve siz gerçekten yakıştırılıyorsunuz."
Sehun ağız dolusu bir kahkaha attıktan sonra en ciddi ifadesine bürünüp mikrofonu kavradı.
"Aslında Luhan benim için iyi bir abiden başka bir şey değil. Shipper hayranlarımızı hayal kırıklığına uğrattığımı biliyorum ama gerçek bu. Luhan'ı kardeşi gibi seviyorum."
Shipper kelimesini bastırarak söylediğinde göz göze gelmiştik. Neden herkes benim shipper olmamla bu kadar ilgilenmişti anlamıyorum. Acaba tüm üyeler dışardan nasıl göründüklerinin farkındalar mıydı? İnsan birbirlerine yakıştırmadan nasıl durabilir ki?
O akşam uçakta uzun ve rahat bir uyku çektim. Döndüğümüzde de sanki günlerdir uyumuyormuş gibi sevgilimin kollarında uykuma devam ettim.
Sabah uyandığımda kendimi fazlasıyla enerjik hissediyordum. Yataktan kalkıp hızla duşa girdim ve kahvaltı hazırlamak için mutfağa koştum. Yixing benden önce uyanmış masanın bir kısmını hazırlamıştı. Kalanlar için ona yardım edip diğerlerini uyandırmaya gittim.
İlk önce bizim odaya daldım. Luhan'ın yanına yaklaşıp yavaşça dürttüm.
"Luhaaan uyanmalısın."
Tıpkı o gün yaptığı gibi sarılıp beni yanına yatırmıştı.
"Tanrım! Yine bilerek yapıyorsun. Kahvaltı hazır kurnaz geyik. Hadi kalk artık."
İyice kendine çekip başını boynuma gömdü. Bu hallerine karşı koyamıyordum. Yavaşça saçlarını okşadım.
"Hadi sevgilim uyanmalısın. Bugün program var ve sonra şirkete gideceğiz."
Homurdansa da kısa sürede onu yataktan çıkarmayı başarmıştım. Bu sırada Yixing de kendi odasından çıkıyordu.
"Chanyeol uyandı. Siz gidip diğerlerini uyandırın. Ben de masayı son kez kontrol edeyim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Shipper ✓
Fiksi PenggemarAna Karakter: Baekhyun Çiftler: BaekHan SeKai ChanTae MinLay