(Medyada Elif'in elbisesi var.)
Vee sonunda beklenen gün gelmişti. Elif ile ön mezuniyet için, kuaförde sıra bekliyorduk. Elif, kuaför salonunda aşağı yukarı volta atıyordu. ''Elif... Sakin olur musun?''. Onur henüz gelmemişti ve Elif normal olarak kıyafetini merak ediyordu. ''Birazdan öğreneceksin. Sabır...''. Elif beni duymazdan gelerek Onur'u belki de 20. kez arıyordu.
Elif telefonuyla ilgilenirken sıra bana gelmişti. Üzerimde göğüs kısmı hafif dekolteli, kalın askılı, dar paça, cep ve göğüs kısmı bol, yüksek bel siyah bir tulum vardı. Ayakkabı olarak sivri uç topuklu ayakkabı seçmiştim. Elif sonra giymemi söylemişti, fakat dinlememiştim. Koltuğa oturduğumda, Elif kuaför kızın kulağına bir şeyler fısıldadı ve kız 'Tamam' anlamında başını salladı. Sonra bana yaklaşarak ''Kapa gözlerini.'' dedi.
''Neden Elif? Ne yapacaksınız?'' diye sordum telaşla.
''Sürpriz.'' dedi göz kırparak.
Kuaför kız saçlarımla oynamaya başladı. Uzun zamandır kuaföre gitmemiştim 'Umarım kesmez' derken bir makas sesi duyuldu. Gözlerimi açmak için hamle yapmıştım, fakat Elif durdurdu. İçimden en güzel küfürlerimi kuaför kıza sunuyordum. Yaklaşık on dakika sonra kuaför kız ellerini saçımdan çekti. ''Sırada makyaj var. Sakın açma gözlerini.'' Kuaför kıza sunduğum küfürlerin bir kısmını Elif'e armağan ettim. Aslında küfürbaz biri değildim. Fakat iç sesimin ağzı bozuktu.
Ah! O kız benim kaşlarımı mı alıyor? Çok acıyor be... 'Uff' diye söylenirken, gözlerimi açmak için sabırsızlanıyordum. Kız yüzüme fondöten sürmeye başlamıştı. Masaj hareketleriyle önce yanaklarıma, sonra alnıma sürmeye devam etti. Elleri baya ustacaydı. Sanırım sırada ruj vardı. Kız önce ruju sürüp, dudaklarımın çevresini dudak kalemiyle boyadı. ''Gözlerini aç Asya...''
Gözlerimi yavaşça açtım. Kız saçlarımı biraz kısaltmış ve uçlarının rengini oksijenli su ile hafif açmıştı. Saçlarım dağınık ve hafif dalgalıydı. Makyajıma gelince... E biraz farklı olmuştum tabi... Kırmızı ruj dudaklarımı ön plana çıkarmıştı ve bu utanmama sebep olmuştu.
''Kendini incelemeyi bitirdiysen sırada göz makyajın var.'' dedi Elif. Şaşkınlıktan bir şey söyleyemiyordum. Yavaşça koltuğa oturdum. Siyah göz kalemi, hafif siyah göz farı ve tek tek ayrılan kirpiklerimle makyajım tamamlanmıştı.
Ayağa kalkıp, hızlıca boy aynasının karşısına geçtim. ''Bu ben miyim ya?'' dediğimde, Elif dalga geçerek ''Yok Canım. Kayıp kız kardeşimi bulduk.'' dedi. Aslında abartılacak kadar değişmemiştim. Fakat, siyah tulum, kırmızı ruj ve siyah tonlarında gizemli makyajımla oldukça olgun duruyordum.
Onur'un sesiyle kendime geldim. ''Vayy... Bizim kıza n'olmuş böyle?''.
''Teşekkürler Enişte...'' dedim ve kocaman gülümsedim.
Elif Onur'u yeni fark etmişti. Koşarak Onur'un yanına gitti ve boynuna sarıldı. Onur'un elinde birkaç paket vardı ve Elif paketlere uzanmaya çalışıyordu. Onur gülümseyerek elini geri çekti. Elif de ben de o paketlerde neler olduğunu çok merak ediyorduk. Onur paketlerden büyük olanı bana uzattı ve Elif'e döndü. ''Hayatım gözlerini bağlamam gerek.''
''Şaka mı bu? Neden bağlayacaksın ki?'' diye sordu Elif.
''Asya'nın yardımıyla giyersin kıyafetini.'' .Onur'un bu sözlerine karşılık kısa bir kahkaha attım. Canım Eniştem... Bana yapılan şeyin karşılığını veriyordu. Elif ise oflamakla yetinmişti...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CENNET'TE GÖRÜŞÜRÜZ
Teen FictionHani derler ya ''Kasım'da aşk başkadır.'' Aşkın ayı, yılı, yaşı olmaz... Bence en güzel aşklar 'ilk' aşk 'ilk' heyecanlar... Sen ona 'ilkim' dersin, o da sana 'sonum' der ...Hep özenmişimdir çocukluk aşklarıyla evlenenlere... Sadece ona dokunup, onu...