38.BÖLÜM♥

70 5 3
                                    

'Sen gökyüzüne gönderdiğin en kabul olunası duasın...''


Telefonuma gelen mesaj sesiyle başımı incelediğim dosyadan kaldırdım ve bakışlarımı elimin yanındaki telefonuma çevirdim. Gönderilen fotoğrafa bakarken ister istemez yüzümde bir gülümseme oluştu. Araf neredeyse üç haftadır düzenli olarak her gün bana bebek fotoğrafları atıyordu. 

''Nasıl? Çok tatlı değil mi?''

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

''Nasıl? Çok tatlı değil mi?''

Başımı yukarı kaldırdım ve sevgili kocama gülümsedim. ''Çok...'' diyebildim.

Araf'ın gülümsemesi genişlerken ''Senden çok güzel anne olur biliyorsun değil mi? Böyle aynı kıyafetleri falan giyersiniz.'' dedi. 

Gözümün önünde birden söylediği şey canlandı. Aslında hiçte fena fikir değildi. İçten içe bu durumu onayladığımı saklamaya çalışarak ''Araf Bey! İş yerinde ne bu samimiyet? İşle aşkı karıştırmayalım lütfen.'' dedim. 

Araf kolumdaki saati işaret etti. ''Farkındaysan şu an öğlen molasındayız sevgilim.''

Gülümsedim ve Araf'ın tutmam için uzattığı elini kavradım. ''Bugün ne ısmarlıyorsun kocacığım?''

Araf'ın yüzünde geniş bir gülümseme oluştu. ''Senin şu sahildeki yerine gidelim.''

Ne yiyeceğimi şimdiden düşünmeye başlarken ''Olur.'' dedim ve sırıttım. 

...

Kapı kırılırcasına yumruklanırken elimi yüzümü yıkadım ve aynaya baktım. Yemeğim önüme gelir gelmez kokusundan etkilenmiş, midem bulanmıştı. Yüzüme bir kez daha soğuk suyu çarptım. Silmek zorunda kaldığım makyajım gidince yüzümün solgunluğu net bir şekilde belli oluyordu. 

Kapı bir kez daha kırılırcasına çarpınca karnımı tutarak ilerledim ve kapıyı açtım. Araf önce solgun yüzüme baktı. Ardından sıkıca sarılıp saçımın üzerine öpücük kondurmaya başladı. ''İyi misin bitanem?''

Başımı olumlu anlamda sallamakla yetindim. Zira konuşmaya halim kalmamıştı. Araf'ın güven veren kolları arasına sığındım ve başımı omzuna koydum. Araf ağır adımlarla mekanın çıkışına doğru yürümeye başladı ve beni arabaya bindirdi. ''Sen bekle. Hesabı ödeyip geliyorum.'' deyip yanağıma öpücük kondurdu. 

Onun gidişini izlerken yavaşça eğildim ve topuklu ayakkabılarımı çıkardım. Ardından bacaklarımı kendime çekip cenin pozisyonu aldım. Midem hala durulmamış, aksine daha da şiddetlenmişti. Araf'ın beni bir an önce evimize götürmesini dileyerek gözlerimi kapattım.

Birkaç saniye sonra Araf'ta arabaya binmişti. Sol şakağıma sıcak bir öpücük kondurdu. ''Güzelim sen hiç iyi değilsin.''

''Araf... Beni evimize götür. Lütfen...'' diye mırıldandım.

CENNET'TE GÖRÜŞÜRÜZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin