32.BÖLÜM♥

62 13 3
                                    


Bölüm Şarkısı: Mustafa Ceceli-Aşkım Benim

'Aydınlığı görmek için, karanlığın bitmesini beklemek gerek.'


Avucumda bir tutam can kırığı vardı. İzlediğim videodan sonra verdiği acı hafiflemiş, fakat geçmemişti. Ruhumun siyahlığına bir tutam beyaz toz serpilmişti. Yine de siyahtım...

 Birkaç dakikalık kararsızlığımın ardından dosya ekinde bulduğum Araf'ın yeni numarasını telefonuma yazdım ve aradım. Bir yandan derin nefesler alırken, diğer yandan gözlerimi sımsıkı kapattım.

''Efendim?''

Sustum...

''Alo! Kimsiniz?''

Sustum...

''Kardeşim sapık mısın?''

Nefesimi üfledim. 

''Bir ses ver be kardeşim!'' 

''Alo! Araf, benim...''

Karşı tarafta uzun süre bir sessizlik oldu. Yanağımdan yuvarlanan yaşı elimin tersiyle sildim. ''Asya...''

''Buradayım. Bana gelir misin? Konuşmamız gerek.''

''Olur tabii.''

Tam adresi vereceğim sırada onun daha önce evime geldiğini hatırladım. ''Görüşürüz...'' deyip telefonu kapattım ve yatağın üzerine fırlattım. 

Belki evi biraz toparlamalıydım. Ya da üzerime başıma çeki düzen vermeliydim. Ama öyle bir transa girmiştim ki, elim ayağım hareket etmeye direniyordu. Boğazımda bir kuruluk vardı. Oysa daha az önce içecek içmiştim.

Gözlerimi usulca kapattım ve ağır hareketlerle tekrar açtım. Parmaklarımı teker teker kıtlattım ve siyah ojelerimin bozulmasını umursamadan tırnaklarımı yemeye başladım . Şu an başka biri yapıyor olsa kesinlikle sinir olurdum.

Aradan geçen dakikalardan sonra kapı zili çaldı. Ellerimi yelpaze gibi yüzüme salladım ve siyah saçlarımı savurarak ensemi havalandırdım. Buram buram terliyordum.

Hızlı adımlarla kapıya gittim ve nefesimi üfledikten sonra hızlıca kapıyı açtım. Ani hareketimle avuç içim acımıştı. Umursamadım.

Eğik olan başımı kaldırınca gözlerim bir çift yeşil gözlerle buluştu. ''Arsel?''

Bir yandan ayakkabılarını çıkarırken, ''Ne o başkasını mı bekliyordun?'' dedi.

Yüzümdeki aptal ifadeyi sildim ve kendime geldim. Kapıyı ardına kadar açtıktan sonra ''Gir hadi.'' diyerek gülümsedim.

Yanağımdan makas aldıktan sonra içeri girdi. Aslında leş gibi içki kokuyordu fakat bünyesi sağlam olduğu için yürüyüşünde bir tek bozukluk yoktu. Bilinci yerindeydi ve şu an yaptığı her şeyi sabah hatırlayabilirdi. 

Derin bir nefes alıp ''Bir şey söylemem gerek.'' dedim.

Arsel kendine sert bir kahve hazırlarken ''Neymiş o?'' diye sordu.

CENNET'TE GÖRÜŞÜRÜZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin