37. BÖLÜM PART 1: ''YENİ''

3.5K 155 43
                                    

Bir okyanusun içindeydim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bir okyanusun içindeydim. Rengi siyaha çalan koyu kırmızı olan bir okyanus... 

Çırpındıkça, dahada dibe batıyordum.  Haykırdıkça daha çok kanıyordum.  Ben kanadıkça, okyanusun su seviyesi yükseliyor, aldığım her nefes artık boğazımı yakıyordu. Başımı dik tutup ciğerlerimi şişirerek soluduğum oksijen her bir hücremi parçalıyordu. Gözlerimi kapatıp okyanusun dibine dalacağım sırada kafamın üzerinde bir dal belirdi.  Kurtulmanın verdiği umutla beraber yukarı kıvrılan dudaklarımla beraber parmaklarımı hızla o dala sardım ve bedeni yukarı çıkarmaya çalıştım. Hafif havalanınca bakışlarımı okyanusa çevirdim ve okyanusun yavaşça çekildiğini gördüm.  Artık okyanus toprakları suya susamış bir şekilde çatlamış ve geniş yarıklar oluşturmuştu.  Tutunduğum dalı bırakarak ayaklarımı kuru toprağa indirdim ve hiç vakit kaybetmeden etrafımı kolaçan ettim.  Her şey birden bire değişmiş ve etrafım büyük ağaçlarla çevrilmişti. 

Ormandaydım...

Uzaklarda bir ışık gördüm. Ağaçların arasında süzülen ışıkla yavaş yavaş bir şeyler belirmeye başladı.  

Gözler... Kaşlar... Dudaklar... 

Bu, bendim. 

Işıkla beliren yüz benim yüzümdü.  Dudakları yer çekimine  meydan okumuş, gülümsemesi gözlerine ulaşmış;  umut dolu, mutluluk dolu bakışlarıyla beliren yüz, bendim.

Benden uzaklaşmaya başladı. Mutluluğum, benden uzaklaşmaya başladı. Koştum, koştum... Kollarıma çarpıp canımı yakan dallara inat, kulağımı uğultusuyla dolduran rüzgara inat, göğüs kafesimi sıkıştıran basınca inat durmadan koştum.  

Mutluluğumu yakalayacak ve beliren o görüntüyü gerçekten oluşturacaktım. O görüntüyü bir maske gibi yüzüme takacak ve bir daha ölene kadar çıkarmayacaktım.  

Yaklaşmıştım... Tutmak için elimi uzattığım sırada kara çirkin bir karga mutluluğumu gagalarının arasına sıkıştırmış benden uzaklaştırmıştı. Yakalamak için tekrar koşacağım sırada yerin içine çekilmeye başladım. Bastığım toprak yumuşamış ve beni içine çekmeye başlamıştı. Sol tarafımda akan kanla gözlerim irileşti. Bedenimden süzülen kan damlaları koyu kahverengi olan toprağı kırmızıya boyuyordu. Sadece kafam dışarıda kalana dek batmıştım. 

Bitmişti... 

Buraya kadardı... 

Mutluluğum tekrar ellerimin arasından uçup gitmiş ve ben hiçbir şey yapamamıştım.  Bir aciz gibi sadece kalakalmış ve batmıştım...

'' Alya! ''

Birinin adımı seslenmesiyle irkilerek gözlerimi açtım. Elim, göğsümün sol tarafında duruyordu. Kalbim şiddetli bir şekilde yaralı kanatlarını çırpıyordu. 

SENSİZLİĞİN GÜFTESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin