5. BÖLÜM: ''BİSİKLET''

7.4K 317 24
                                    

Elini elimden çekince darma duman oldum. Yüzüm istemsizce asıldı. Babamla olan tartışmamızdan sonra ilk defa bu kadar üzüldüm. Kafamı kaldırıp ona bakamıyordum, bakışlarım onun elini tutan elimdeydi. Elimi yumruk yapıp yumruğumdan güç aldım ve kafamı kaldırdım. Ayağa kalkmış bana bakıyordu.

'' Gitmiyor muyuz? ''

Sorusuyla afalladım. Ne yani geliyor muydu?

'' Ge - geliyor musun? ''

Ne diye kekelemiştim şimdi? Yüzünde hafif bir tebessümle konuşmaya başladı.

'' Gelmeyeyim mi? ''

Dedi tek kaşını yukarı kaldırarak.

'' Hayır, ya - yani şey gel. Sen elimi bı - bırakınca ben ş - şey sandım. ''

Allah'ım, heyecandan konuşamıyordum bile. Gülüyordu, tamam gülsün ama rezilliğime değil.

'' Ne sandın? ''

Ah benimle oynuyordu. Kendimi toparlamam lazım, gözlerimi kapatıp on saniye sonra açtım.

'' Ben gidiyorum, geliyor musun? ''

Kafasını olumlu anlamda salladı ve parkın çıkışına doğru yürümeye başladı. Beni beklemedi bile hemen arkasından koşup yanında yürümeye başladım. Adımlarını güvenli, sert ve büyük bir şekilde atıyordu. Onun bir adımı benim iki adımımdı. O önde bende arkasında koşturarak parktan çıktık. Ona yetişmek için nefes nefese kaldım. Hala beni umursamayıp yürümeye devam edince koşup kolundan tutup durdurdum.

'' Beraber gezecektik sözde, arkana bakmadan gidiyorsun. Ayrıca fikri veren benim ben olmasam ne yapacağını biliyor musun? ''

Kafasını olumlu anlamda sallayınca bozulmuştum.

'' İyi git o zaman. ''

Dedim ve onun aksi yönünde yürümeye başladım. Kolumdan tutup kendine çevirince kaşlarımı çattım.

'' Sen az önce bana trip mi attın? ''

Sahi az önce ben ona trip mi atmıştım?

'' Saçmalama. ''

'' İyi, o zaman nasıl gezeceğiz? ''

Kurduğu cümle ile dudaklarım istem dışı yukarı kıvrılmıştı. Yürüyerek gezemezdik, taksi ile de bu güzel havaya haksızlık etmiş olurduk. Tam o sırada yanımızdan bisikletli küçük bir çocuk geçti.

" Buldum. "

Dedim yerimde zıplayarak. Tabii bu hareketime karşılık Nevfel garip garip bakmıştı. Daha sonra tek kaşını sorar biçimde kaldırdı. Açıklama yapmak için konuşmaya başladım.

" Nasıl gezeceğimizi buldum. "

Birkaç dakika bir şey söylemesini bekledim ama o sadece tek kaşını kaldırıp yüzüme bakmakla yetindi. Bu ne ya? Hiç konuşmuyor sadece sağ kaşını kaldırıyor.

" Bisiklet. Bisikletle gezeceğiz. Çünkü; ben sana yetişemiyorum. "

Yine kafasını salladı. Senin kafanı ve kaşını kopartacağım ama.

" Dilin yok mu senin? Konuşsana kafanı sallayacağına. "

" Konuşmayı sevmiyorum. "

SENSİZLİĞİN GÜFTESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin