10. Bölüm: SEV GİZLİ GİZLİ

1.3K 44 43
                                    


Bir kalem kendi kendine yazar mıydı? Benim kalemim kağıt olmadan, hiç bir kuvvet uygulamadan hayatım üzerinde hareket ediyordu. Yazılanları değiştirmek, silmek için elimden hiçbir şey gelmiyordu. Hayatım üzerine konulan her nokta bir bıçak gibi saplanırken tek yapabildiğim içime gözyaşlarımı akıtmak oluyordu. Tüm bu alıştığım durumdan yorulmuştum, alışmak zorunda olmaktan yorulmuştum. Keşke bir şeyler benim elime bırakılsaydı, keşke bir şeyleri tercih edebilme hakkına sahip olsaydım. 

'' Sen tercihler yaptın, onları yaşadın; bende bana kalanları yaşadım. ''

Sesim onun yanına geldiğimden beri ilk defa bu kadar kendinden emin çıkmıştı. Artık gerçekler ne kadar can yaksada onlarla yüzleşmem gerekiyordu. Eğer ben güçlü olacağım diyorsam her acıya göğüs germek zroundaydım. Hayatıma bir şekilde devam etmek istiyorsam sevda denen illeti ruhumdan söküp atmalıydım. 

'' Ajitasyon yapma o yüzden. ''

Ona bakmayacaktım, bundan sonra gözlerim sadece gerçekleri görecekti. Duyguları artık arkamda bırakıp mantığımla ilerlemeliydim. Gururu zaten elimden almıştı, bana kalan mantığımla yoluma devam etmeliydim.

'' Sana aslında onları söylemek istemediğimi biliyorsun. ''

Rüzgar saçlarımla raks ederken geçen uzun dakikalardan sonra gözlerimi gözlerine kenetledim. Zincirlerim birbir ellerime dolanırken gözlerim gözleriyle sevişiyordu. O bir şaraptı ve ben yudum yudum onu içiyordum, gün sonunda midemin bulanacağını bile bile devam ediyordum.

'' Benim sevgimi sorgulayacak son insan bile değilsin. ''

Elimde bir hançer tutuyordum ve hiç acımadan ona saplamak istiyordum. Gözlerinden gözlerime akan şeyleri kana bulamak istiyordum, bunu yapacaktım. 

'' Sen bir korkaksın Nevfel, intikam için çıktığın bu yolda bir insanın duygularını hiçe sayıp, o kişiyi harcayacak kadar korkak ve alçaksın. ''

Konuşmuyordu, susuyordu. Her zaman öyle değil miydi zaten? O susardı ve ben onu suskunluğundan anlamaya çalışırdım. O bana konuşmazdı, benim dilimden de o düşmezdi. Ağzımdan çıkan her harf onun esiri olmuşken o beni virgüller arasına ufak bir ayrıntı olarak sıkıştırırdı.

'' Benimde payıma hep alçak adamlar düştü, yapacak bir şey yok.  Önce babam sonra sen ne de güzel yaraladınız beni. ''

Susmak istiyordum ona karşı ilk defa. Dilim durmuyor biriktirdiği her şeyi dökmek istiyordu. Susmak isterken avaz avaz bağırmak istiyordum. Garip bir ikilim içerisinde çamura düşmüş yalpalayarak yolumu bulmaya çalışıyordum. Keskin gözleri her adımıma taş koyarken düşmekten dizlerim bitap hale gelmişti.

'' Beni suçlayamazsın, beni yargılayamazsın!. Ben inandığım bu aşk masalı için elimden gelen her şeyi yaptım. Biliyor musun.. ''

Sesim çatladı, hıçkırmamak için titreyen çenemden dışarı sızdı kan dolu ahlarım.  Kızıla boyandı ağzımın içinde dönen dilim. 

'' Eğer ölmedim, senin için geldim deseydin, affedecektim. Ama sen saklandın, yaşadıklarımızın senin gözünde hiçbir değeri olmadığını vurgulaya vurgulaya saklandın. Öldü dediler inanmadım... ''

Sızdı kurak topraklarımın altında kalan nehirlerim. Dişlerim tutundu üst dudağıma daha fazla acılarım dışarı saçılmasın diye. 

'' Beni bir akıl hastanesine hapsettiler, senin hayaletinle atlattım senin yokluğunun verdiği acıyı. Seni, senin hayallerinle atlattım, anlıyor musun? Ben, ''

Parmaklarım avucumun içinden firar edip yakasına tutundu. İki elim yakasında öfkem, acım benliğimden taşarken ayakta durmakta zorluk çekiyordum.

'' Sana hiçbir şey yapmadım, babana bir şey yapmadım, suçsuzdum anlıyor musun? Tüm günahlarınızın bedelini bana ödettin, tek suçum senden sevgi beklememdi. Bir aciz gibi her saniye senden sevgi bekledim, bu ne kadar aşağılayıcı bir durum haberin var mı? ''

Bedenim zangır zangır titrerken bir tepki vermiyordu. Tepksizliği tepkilerimin sınırını kamçılarken kaybettiğim kontrolüm beni bir türlü bulmuyordu.  Gözlerim vadilerini sularken gözleri kısıldı.

'' Biraz önce beni yargılarken çok güzel konuşuyordun şimdi neden susuyorsun? Hadi yine sana olan sevgimi sorgulasana. Seni annenden, babandan vurdum diye nefret etsene benden. Yine bir gram sevgin için dilendirsene beni. ''

Gözleri titriyordu, göz bebeklerimde. Yıldızlar göç ediyordu kalbimde.  Suskunluğu arka fonda çalarken sessiz ağıtlarım toprağı inletiyordu. 

'' Konuşsana Nevfel, susma.  Sevilmeyecek insandım, beni sevmedin desene. Haklısın belki sevilmeyecek bir insandın, ama ben sevdim. Belki çocukken sevgi görmedin o yüzden bilmiyorsun ama bende görmedim duyuyor musun? ''

Kendimi kaybetmiştim tekrar, kendimi ondan kaybetmiştim ve onda arıyordum. Yine susuyordu, yardımcı olmuyordu kendimi bulmama.

'' Bende görmedim! Sevgiyi, aşkı sende öğrendim, senin gözlerine bakarken, sen susarken öğrendim. Ben sevilememiş yanımla sevdim seni. Kalkmış bana öğreten olmadı diyorsun. Bana kim öğretti, sen mi? ''

Sesim yükselmişti, artık avaz avaz bağırıyordum içime attıklarımı.  

'' Keşke seni gizli gizli sevseydim, gizli gizli gelseydim sana, haberin olmadan. O zaman kullanılıp bir köşeye atılmış gibi hissetmezdim. Sen bende temiz kalırdın, ben bende temiz kalırdım.  ''

Ellerim yakalarından arz cazibesine yenik düştü, savruldu iki yanımda. Bir adım uzaklaştım ondan, dağlar girdi aramıza. 

'' Yanıltmadın beni. ''

Bir gözyaşı daha uğurladım onun uğruna, okyanuslar girdi aramıza. ''

'' Planlarından haberdar edersin beni. ''

Döndüm arkamı,  yaşayamadıklarımız girdi aramıza, yalan anlarımız girdi aramıza, Nevfel girdi aramıza.  Kadın ona arkasını döndüğünde öldü, adam yaşamaya devam etti. Ama eğer adam ölseydi, kadında ölürdü. Bu,bu hikayede ki belkide tek gerçekti. 


Kitabımızın yeni ismi hakkındaki görüşlerinizi merak ediyorum., yazarsanız sevinirim. Kapak yapabilecek olan bana ulaşırsa da sevinirim, teşekkür ederim. :)

 :)

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
SENSİZLİĞİN GÜFTESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin