Bu bölüm, çok değerli kardeşim Yunus Yiğit Yayla'ya doğum günü armağanıdır.
İyi ki doğdun kardeşim.
*
Genç adam siyaha çalar gözlerini tekrar gezdirdi kağıtta, bu mümkün müydü?
Sinirle dosyanın kapağını kapattı ve elleriyle yüzünü sıvazladı. Daha sonra gerginlik yüklü parmaklarını koyu renk saçları arasında gezdirdi.Beyninde dönen çarkların sesi, odanın duvarlarında yankılanacak kadar güçlüydü.
Yıllar boyunca ondan sakladıkları gerçek, şuan suratına tokat yemişçesine acıtıyordu canını.
Ani bir hareketle oturduğu portatif sandalyeden kalktı. Sert basan ayaklarında var olan gerginlik, yerde ki parkeleri parçalara ayıracak kadar güçlüydü sanki. Kapıyı sinirle çarpıp dışarıda duran siyah spor arabasına yöneldi. Gözleri yürüdüğü yolu hiçbir şekilde görmüyordu. Arabasının önünde durup volta atmaya başladı.
Okuduklarını beyni kabullenmiyordu. Gözlerinde ki yanmanın sinirden mi yoksa üzüntüden mi olduğuna karar veremedi bir an.
Yıllarca saklamışlardı adamdan ve sonunda gecelerce uyuyamamasına sebebiyet veren şeyin gerçeğine ulaşmıştı.
"Peki ya neden?" diye söylendi kendine.
Cevabı yoktu. Cevabı önünde var olan, koca bir belirsizlikti. Neden sakladıkları hakkındaysa, en ufak bir fikri dahi yoktu.
Hiçbir sonuca varamayan genç adam, aklını yitirmişçesine yumruğunu arabasının camına geçirdi.
Ve hiçbir acı hissetmedi o an. Belki de canı fazlaca yandığından, elinin acısı hafif geliyordu ona.
Parmak uçlarına gelen sıcaklık ile, dalgın gözlerini eline düşürdü. Kana bulanmış elini pek önemsediği söylenemezdi ve bunu belli etmek istercesine, siyah pantolonuna sürttü.
Sinirle, saçlarını çekiştirmeye başladı. Belirsizlik canını yakıyordu.
Tam daldığı an uzaklardan ailesinin sesi duyuldu.
Zana...
Her zaman ailesi olan tek kişiydi hayatında. Telaşlı sesi kulaklarını doldurduğunda, bir cemre gibi sıcak bir damla düştü adamın gözlerinden.
Sanki o damla, yüreğinin tam ortasına düşen kor bir ateşti ve durmaksızın alev alev yakıyordu yüreğini.
"Arşad!" diye seslendi Zana. Fakat adam yüreğinin feryadından duymuyordu ailesini.
"Böyle olmamalıydı!"
Bağırışı, tüm semti meraklandıracak kadar acı doluydu.
"Allah şahidim olsun ki, seni bulduğum zaman acılar içinde kıvranarak bana yalvaracaksın!"
Ve şimdiden harekete geçirmişti beyninde dönen çarklarını, adam .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GUFRA
Mystery / ThrillerKaranlık ruhlarını bilinmezliğe adayan, geçmiş gibi geleceklerinin de kaybolduğu odalarda yaşamını devam ettiren iki yaralı ruh.