Kubragnccc ^^
Keyifli okumalar dilerim. ^^
*
Bazen nefes almama rağmen kendimi ölü gibi hissederdim. Nefes alıyor olmam, yaşadığımı mı gösterirdi? Benim içinde bulunduğum olay, acıyı dost bilmek ve onun için ona sığınarak gözyaşı dökmekti.
Gözlerim bazen umarsızca arkamızda kalan insanları izliyor, bazen ise sahipsiz bakışlarını gri kaldırım taşlarına bırakıyordu. Dudaklarım, geçmişin bana mirâs olarak bıraktığı acılarla düz bir ip hâline gelmişti.
"Ne düşünüyorsun?"
Sesi dalıp, kaybolduğum zihnimin düşünce çukurlarından beni yukarı çıkardığında gözlerimi kırpıştırarak yüzüne baktım. Ölümün güzelliğini yansıtan o kusursuz yüzüne...
"Hiçbir şey."
"Hiçbir şey düşünmemek seni yormuyor mu?"
Anlamsızlık barındıran bir çukur kaşlarımın arasında belirdi. Ne dediğini bazen anlayamıyordum.
"Hayır." Cevabım olabildiğince netti. "Zihnimi bomboş bir oda olarak hissediyorum."
"Ama duvarlarında çizikler barındıran..."
"Hayatın getirileri." diye mırıldandım. "Herkesin duvarında çizikler vardır. Bazılarında yarıklar."
Gözleri hedefini şaşmadan beni bulduğunda bakışlarımı üzerinden çektim ve dışarıyı seyretmeye devam ettim.
İçimde ki bu boşluk hissine bir anlam koyamıyordum. Boğuluyormuş gibi olup, boğulamamak bazen keşkelerime neden oluyordu. İçimde ki bu acı okyanusunun buna bir son vererek beni derinine hapsetmesini ve bu okyanusun dibinde avuç içlerim dudaklarıma örtülü bir biçimde sonsuzluğa karışmak istiyordum.
"Geldik."
Gözlerim aşinâ olduğu evleri gördüğünde bakışlarımı ona çevirdim. "Bıraktığın için teşekkürler."
"Teşekkür etmene gerek yok. Benim için bir zevk."
"Dikkatli ol." dedim gözlerine bakarak.
"Olurum." Sesi olabildiğince güven vericiyken gözlerini kırpması bende güven köprüsünü çoktan inşa ettirmişti.
Kucağımda ki poşeti bileğime takarak arabanın kapısını açtım ve seri hareketlerle indim. Eve yeterince geç kalmıştım, kaybedecek zamanım yoktu. Adımlarımı hızlandırarak evin bahçesinden geçtim ve cebimden anahtarı çıkartarak kapıyı açtım. Gidip gitmediğini bilmiyordum. Gözledim istemsizce ona doğru döndüğünde hafifçe kalbim tekledi. Penceresi açık, baş parmağı dudaklarının altında, kısık gözlerle bana bakıyordu. Sanki o mesafeden bile bakışları derin bir kuyu gibi beni içine hapsediyordu. Gülümseyerek eve girdikten birkaç dakika sonra arabanın tekerlek sesi binaların arasında yankılandı ve daha sonra kesildi.
Derin bir nefes alarak yüzümde ki aptal sırıtışı sildim ve elimde sıktığım anahtarlığı portmendodaki anahtarlığa attım.
"Evin yolunu bulabildin demek."
Yorgun gözlerim, boş bakışlarıma ev sahipliği yapıyordu. Gözlerimiz aynadan kesiştiğide ruhsuz bir gülümseme dudaklarıma yerleşti. Daha az evvel heyecandan, çocuksu bir mutluluk üzerimdeyken, ruhsuz bir acı çökmüştü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GUFRA
Mystery / ThrillerKaranlık ruhlarını bilinmezliğe adayan, geçmiş gibi geleceklerinin de kaybolduğu odalarda yaşamını devam ettiren iki yaralı ruh.