Öncelikle herkese iyi akşamlar. 😊
Ben yeniden güzel bir bölüm ile karşınızdayım. ^^ Umarım beğeneceğiniz bir bölüm olur. ^^
Bu arada Arşad ve Efsa Facebook parodilerine gelen mesajlar beni çok mutlu ediyor. Arşad parodisi her ne kadar kalıbından taşmış olsa da okuyucular onu çok sevdi ve bu da beni çok mutlu etti. Umarım her zaman burada Arşad ve Efsa ile olursunuz. ^^
Fazla uzatmadan direk bölüme geçiyorum. ^^
Bu bölüm Arşad'ın tüm güzellerine hediyemdir.
Keyifli okumalar dilerim. ^^
*
Bazen zihnimden dökülen sararmış anılar, ruhuma düşer ve büyük enkazlara neden olurdu. Ruhu derinden yaralayan bir kayıp korkusu gibi.
Birini kaybetme korkusunu iliklerinizde hissetmek, hâlâ sevginin lanetinde olduğunuzun apaçık bir kanıtıdır.
Ve tüm ruhu sömüren bu sevgi lanetine ek olarak gelen kaybetme korkusu, şüphesiz bu dünyada ki en rahatsız edici insani duyguydu. Bu ruh hâli o kadar farklıydı ki, diken üstünde oturmak sözünün tam olarak hayata geçirilmiş halini yaşıyordunuz.
Tüm bedenim her an gelebilecek bir ölüm haberine hazırken ruhum, önüne çektiğim duvar dibinde sessizce ölümünü bekliyor gibiydi.
Belki de bu yüzden iki gündür kendime gelemiyor, uyuyamıyordum. Solgun göründüğümün farkındaydım fakat bu solgunluğu üzerimden atmak adına hiçbir şey yapmamıştım.
Odamda çoğu zaman olduğum yerde dönüyor, bazen ise mavi boyalı duvarımın önünde, beyaz parkelerde sessizce ağlıyordum. Bitkindim fakat bu bitkinlik iki gündür uyuyamamamdan değil, tamamen onun yokluğunda, bir başıma kalmamdandı. Üzerimde, denizin dibinde çırpınan bir bedenin yorgunluğu vardı.
Her geçen dakikada bir parça daha yıkılan umudumu toplamaya çalışsam da belirsizlik denen o balyoz yeniden belli ediyordu kendini. Saniyeler uzayıp dakikaları oluştururken hâla ayakta olduğumu fark ettim. Ayak tabanlarım sızlıyordu. Daha fazla beklemeden birkaç adımda kapıya vardım ve derin bir nefes alarak kilidi çevirdim.
Odamın aksine üst kattan gelen temiz hava ilk başta garip gelse de umursamadan adımımı dışarı attım. Odamın tam çaprazında bulunan banyonun kapısı kapalıydı. Diğer odaların ki gibi.
Yorgun adımlarımı banyoya doğru attım ve beyaz, desenli kapıyı açarak içeri girdim. Gözümü alan beyaz ışık ilk birkaç saniye bulanık görmeme sebep olsada duvara monteli sade aynaya doğru adımladım ve önünde durdum.
Tam da tahmin ettiğim gibi göz altlarım morarmış, dudaklarım kurumuş, saçlarım ise yağlanmıştı. Üzerimde ki siyah, kalın askılı atlet ter kokuyordu ve bu kendimden tiksinmeme neden olmuştu. Oldukça kirli görünüyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GUFRA
Mystery / ThrillerKaranlık ruhlarını bilinmezliğe adayan, geçmiş gibi geleceklerinin de kaybolduğu odalarda yaşamını devam ettiren iki yaralı ruh.