8. BÖLÜM: "ACI"

1.2K 177 190
                                    

Selamlar! ^^

Yeni bir bölüm ve yine ben buralarda.Umarım beğeneceğiniz bir bölüm olur. ^^ Burayı fazla uzatmak istemiyorum hızlıca geçeceğim.

En son attığım bölümün sonrasında Facebook'ta ki Wattpad gruplarında birçok yeni arkadaş edindim.Benim için oldukça farklı bir deneyimdi.Normalde sanal arkadaşlıklar kuramazdım ama şu an gayet iyi anlaştığım arkadaşlarım var.Bana destek oldular. Bende bunu bahane ederek bu bölümü onlara ithaf etmek istiyorum.

En başta bana destek olan ve kitabımı herkese öneren Şükran Çetinbaş'a, Daha sonra bana iki tane güzel video hazırlayan tatlış Tuğba Kuşçu'ya, beni güldüren ve eğlendiren her daim destek olan Tayfun Arslan'a, bana kitap kapağı yapan kuzum sevgili Ayça Canlı'ya, hikayemin kitap olacağını sürekli söyleyen sevgili Ayşe Zen'e ve son olarak Selinay, Emre ve Elis Can kuzenlere çok teşekkür ediyor ve bu bölümü onlara ithaf ediyorum. ^^

Multide Tuğba'nın benim için yaptığı kitabın tanıtım videosu olacak. Lütfen izleyip kanalına abone olun. ^^ Yorumlarınızı bekliyor olacak.

Son olarak '9. BÖLÜM: UMUT' en kısa sürede gelecektir. ^^

Hepinize keyifli okumalar dilerim. ^^

Hesaplarım: Twitter-Instagram: Fatmanurselcin

Kitabın Facebook Grubu: Gufra - Wattpad

*

Yaşanmışlıklarınızın hepsi, bir mavzer gibi gözlerinizin önünde patlasaydı hatıralarınızda yer edinmiş hangi kare gözlerinizin önünde tekrarlanırdı?

Kimilerine göre en mutlu olduğu an yaşanırdı gözlerinde. Kimilerine göreyse, yaşadıkları en acı gün...

Bedenimden çok ruhumu yaralayan on sekiz yıllık hayatımda güzel geçirdiğim o kadar nadir anım vardı ki, hepsi bir karenin yarısını bile doldurmazdı belki de.

Buna rağmen gözlerimde canlanan şey, son ana kadar gördüğüm güzel yüzü olmuştu. Hiçbir duygu yoktu o an hissettiğim. Ne mutluydum ne de mutsuz.

Kelimelerin tüm ruhu ele geçirdiği vakitlerden birindeydim. Konuşacak o kadar çok şeyim olmasına rağmen, dudaklarım açılmıyor, dilim tüm işlevini yitirmiş gibi kıpırdamıyordu.

Çok yakınımdan, kulağımı yüksek derece rahatsız eden ve birbirine karışan o kadar çok ses vardı ki, bir an gözlerimi dâhi açmak istemedim.

Başımın ön kısımlarından akan sıcak sıvı, damlalar halinde kaşlarımın olduğu yerden aşağı doğru damladığında başımın içinde ki zonklamayı yok etmek adına gözlerimi sıkıca yumdum ve titrekçe bir nefes aldım. Dışarıda o kadar fazla ses olmasına rağmen, şu an her şeyi düşünmek için doğru zaman gibi geliyordu. Son zamanlarda ilk defa kendimi durumdan bu kadar rahatsız ve bir o kadar da memnun hissediyordum.

Ruhumun derinliklerinden parçalar kopuyordu fakat rahattım. Bedenim can çekişiyordu belki de fakat beynim o kadar rahattı ki, gözlerimi açabilmek adına komut dahi vermiyordu.

Kelimenin tam anlamıyla, ıssızlığın koynunda çetele tutuyordum. Ruhum, sanki yıllardır boş bir mezarlığın önünde, içine tıkılıp kaldığı aciz bedeni görmek istiyormuş gibi yorgundu.

Yorgun ve acımasız.

Acımasızlığın ruhumda dolanan elleri, temiz olan birini rahatsız ederdi. Fakat ben o kadar kirli bir ruha sahiptim ki, acımasız olmayı her hücreme zorla da olsa kabul ettirmiştim.

GUFRAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin