İçimizde nasıl olurda dans eder bütün kelebekler. Yüreğim şimdi masmavi çiçeklerin arasında koşarak ilerliyor. Saçlarım en derin mavisi ile gökyüzüne meydan okuyor. İnsanlar nefes almayı yaşamak sanıyor. Ya hiç aşık olmadılar, ya da hiç kesilmedi yerden ayaklar.
Berker ellerimi avuçlarının içinde sıkıştırdı kalbinin üzerine bastırdı.
"Dün sen gelene kadar en büyük pişmanlığımı yaşadım. Sevdiğini söyleyememek, sevdiğin insandan karşılık alamamaktan daha beter. Öyle kötü bir duygu ki bu Efsa, koca bir taş gibi kalbinin hemen üzerine ve boğazına oturuyor. Birde yitirme duygusu kuruldu hemen aklımın baş ucuna. Ağladım, seni kaybettiğim için, seviyorum diyemediğim için, şu gördüğün soluğunu içime çektiğim dünya var ya sen yokken dolmasın istedim ciğerlerime. Çaresizlik en beter duygu Efsa." dedi Berker. Kelimeler titreyen dudaklarından zorlukla çıkıyordu. Elime değen kalp atışları içimi daha çok acıtmıştı.
Devamını getirmeye çalışan dudaklarına dokundurdum parmaklarımı. Ellerimi avuçlarından kurtarıp, Berker'in ellerini belime sardım. Başımı göğsüne yasladım, kollarımı bedenine doladım.
Nasıl olurda en huzurlu yer onun göğsü olurdu. Berker'in can gelen kolları beni sımsıkı kavrayınca onunla olmanın mutluluğu içimi kıpır kıpır ediyordu.
"Seni hep kıskandım, herkesten ve her şeyden. Başkasına değen gözlerini, başkasının seni güldürmesini bile kıskandım." dedim. Başımı Berker'in göğsünden çekip gözlerine bakarak.
"Biliyor musun Efsa hissettiğim şeyin karşılıksız olduğunu düşünüyordum. Bir sevgilin olduğu zaman yanında duruşum bile gereksiz hal alacaktı. Sana karşı korumacı olmamam gerekecekti, en yakının oluşum bile rahatsızlık verecekti. Senleyken bunca zaman sensizliği yaşadım." dedi Berker.
Kalbinin atışı hızlıydı bunu duyabiliyordum. Ama ona karşı hissettiğim milyonlarca his etrafımızda dans ediyordu. Yüzümü göğsüne gömüp derin bir iç çektim.
"Seni çok seviyorum. Hislerimi bu zamana kadar gizleyip çocukluk ettiğim için özür dilerim. Seninleyken sensiz geçirdiğim her an için özür dilerim. " dedim daha sıkı sarılarak.
"Bundan sonra sana bensizlik yok." dedi Berker.
"Bundan sonra sana bensizlik hiç yok." dedim.
Bir hayli zaman geçmişti Berker ile evime gelen yolu kapatan karı küredik. Kartopu ile beni kovalayan adam benim hayatımda ki en özel kişiydi şuanda. Birbirimize aittik o bana, ben ona aittim. Kardan adamımızı yaptıktan sonra Berker ile ona bir isim verdik BerEf .
Kar tanelerinin bir yere tutunmak için bir biri ardına hızlıca gökyüzünden inmesini, karın üzerinde yatarak izledik. Berker'e bakarak gülümsedim içimi ısıtan bu adama aşıktım...
"Neden bu kadar güzel gülümsedin." dedi Berker yattığı yerden bana doğru doğrularak.
"Bilmem. Seninle olmaktan çok mutlu oluyorum, içimde şu kar taneleri kadar çok kelebek var ve hepsi uçuş uçuşlar. " dedim tekrar gülümseyerek.
Berker'in bana gülümseyen o güzel ifadesi ile tekrar kalbim hızlı bir şekilde atmaya başlamıştı. Bu kadar yaklaşması ardından öpücük mü? geliyordu yoksa.
"Seni duyabiliyorum Bayan Mavi." dedi Berker.
Utancım soğukla birleştikçe daha çok şeftali tonunu aldırıyordu yanaklarıma. Berker'in bana daha çok yaklaşması ile kalbim kulaklarımda atmaya başlamıştı.
"Bu çok utanç verici duymuyormuş gibi yapsan olmaz mı?" dedim dudaklarımı ısırarak.
"Belki utanman ve kalbinin daha hızlı çarpması hoşuma gidiyordur." dedi Berker.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
KANATSIZ
Fantasy#Wattys2018 Uzun Liste☆☆☆☆ Efsa dört yıl önce annesini kaybetmiş sakin bir çocuktur. Tek aile yakını babasıdır. Onun hakkında her şeyi bilen çocukluk arkadaşı ise Berker'dir. Efsa'yı bekleyen sıra dışı ve gizemli duyduğu ses ile kendisinde bulunan d...