Öncelikle sizleri yaklaşık 2 aydır beklettiğim için çok özür diliyorum. Gelelim Efsa ile Berker aşkına. Macera kaldığı yerden devam edecek arkadaşlar. O halde devam edelim...
Sabah bizi nelerin beklediğini bilmesem bile o benim yanımda uyuyordu. Bu her şeye değerdi. Buna emindim.
Sabahın erken saatleri olmalıydı evden yükselen sesler odama yankılar şeklinde yayılıyordu. Ne olduğunu anlamaya çalışıyordum fakat göz kapaklarıma oturan uyku ile başa çıkamıyordum. Güçlükle doğruldum yatağımdan, Berker çoktan kalkmıştı. Bu durum biraz daha hızlı ayılmamı sağlamıştı ki Lorena da yoktu. Üzerime geçirdiğim uzun hırkamı düzelterek odadan dışarı çıktım. Merdivenlerden aşağı hızlıca indim.
Herkes ayakta idi, büyük bir tartışmanın tam ortasında aşağıya inmem, kısa bir süre susmalarına yetmişti. Herkesin gözleri birbirinden ayrılıp benimle buluşmuştu. Son basamakları ağır ağır aşağı indim. Ellerimi göğüs altımda sardım, kaşlarımı hafif yukarı kaldırdım. Kendimi biraz sert göstermek istiyordum, evin reisi gibi inmiştim resmen.
"Nedir bu bağırışların sebebi?" dedim. Üslubum cevap bekleyen bir tondaydı. Yani bu cevap verilecekti kıvırılmayacaktı.
"Evet size soruyorum, sabahın erken saatlerinde bu bağırışın ve tartışmanın sebebi ne?" dedim tekrar. Bu seferki ifadem daha sert olmuştu.
"Şehre inemezsin!" dedi Oliesa. Gözlüklerini yukarı kaldırarak.
"Şehre inmek için kimseden izin almıyorum Oliesa. İnememem için bir sebep sunarsan ve ben bu sebebi sorun olarak görürsem o zaman tabi ki de inmem." dedim uyarıcı bir ifade ile.
"Periler ait olduğu yerde yaşar. Diğerlerinin seni fark etmemesi lazım sen orman perisisin." dedi Oliesa telaşlı bir ifade ile.
"Oliesa saygısızlık etmek istemem fakat senin nerede yaşadığın belli mi?" dedim.
Oliesa böylesine bir cevap beklemiyordu. Biraz tedirgin olmuştu her halinden belliydi. Asıl sorun ise benim burada kalmamı gerektirecek tüm bahaneleri önüme neden sıraladığıydı.
"Benim koruyucularım var Mavi. Bu yüzden her yerde rahat yaşayabiliyorum. Senin gitmen kesinlikle olmaz buna müsaade edemem." dedi Oliesa . Kendisini bana karşı lider olarak göstermeye çalışıyordu.
Berker gözleriyle beni süzüyordu güçlü davranmam için gözlerini göz bebeklerime mühürlemiş ve daha da iddialı konuşmamı istiyordu.
"Oliesa! Ben kimseden izin istemem. Ben kimsenin kuklası, oyuncağı ve en önemlisi deneyi değilim. Bu Orman hatta bütün ormanlar benim zaten evim. Ve buraya benim iznim olmadan kimse giremez. Evime izinsiz geldin, şu bahşedilme saçmalığı ile. Büyüğümsün saygı ve şeref duydum ama kimse hayatıma, yaşayışıma karışamaz. Buna müsaade edemem." dedim.
Oliesa'nın gözleri kısılmıştı. Mantıklı kurduğum cümleler karşısında cevap veremediği için gerildiği bir hayli belliydi. Sözlerime kaldığım yerden devam ettim.
"Şu yaşıma kadar yaşadığım zorluğu bir bilsen Oliesa. Neyin içerisinde olduğumu henüz bilmezken sırtımdaki derin ve ağır yarıklarla karşılaştım. Bunların hepsini Berker sayesinde atlattım. Eğer bir koruma ile iş çözülürse Berker benim için en güvenli kişi. Lorena da buna dahil." dedim.
Boş bakan gözlerini bana çevrilmişti. Bana karşı olan şaşkınlığı git gide artıyordu bunu hissedebiliyordum. Bu gereksiz gerginliği bitirmek için çabalıyordum ama herkes pimi çekilmeye hazır bomba gibiydi. Sessizliği tekrardan bozmak zorunda kalmıştım.
"Düşüncelerimi iyi ifade ettiğimi düşünüyorum bilhassa sana karşı Oliesa. Hala daha bir sorun yaşayacağımı düşünüyor musun? " dedim Oliesa'ya bakarak.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KANATSIZ
Fantasia#Wattys2018 Uzun Liste☆☆☆☆ Efsa dört yıl önce annesini kaybetmiş sakin bir çocuktur. Tek aile yakını babasıdır. Onun hakkında her şeyi bilen çocukluk arkadaşı ise Berker'dir. Efsa'yı bekleyen sıra dışı ve gizemli duyduğu ses ile kendisinde bulunan d...