Sabah dinç bir şekilde kalktım. Anneme süpriz yapayım diye yatağımı toplayıp aynanın karşısına dikildim. Aynadaki kişinin ben olmadığına bahse girerim. Morluklar, çürükler,çizikler hepsi iyileşmiş! Bu kadar kısa sürede. En çok şaşırdığım boynumdaki ıssırık tarzı şey hala geçmemiş. Ben aynaya bakarken babam kapıyı tıklattı.
'Gelebilirsin.'
'Kızım daha hazırlanmamışsın.!'
'Daha yeni uyandım şimdi hazırlanıyorum.'
'Boynuna ne oldu' dedi ve boynuma dokundu.
'Hiç. Bişey yok sen beni merak etme.'
'Tamam hadi sen giyin!' Dedi ve kapıyı kapattı. Kıyafetlerimi giyerken birşey fark ettim. Tenim... Beyazlamış ya da bana öyle geliyor. Ve gözlerim... Onlar rengi açılmış gibi. Ya çok bilimkurgu okuyunca böyle oluyor. Umursamadan lacivert dar pantolonumu ve en sevdiğim tshirt ü giydim. Bu tshirt ün üstünde "impossible is nothing" ("imkansız diye birşey yoktur")yazıyor. O yüzden seviyorum her neyse. Kumral saçlarımı açtım. Daha sonra kelebekli bir toka taktım. Siyah converslerimi giydim. Bavulu alıp tam odamdan çıkarken o sesi duyum. İçim burkuldu aynı şöyleydi "miyavvv mevv"
'Seni hiç unuturmuyum karamelimmm!!!! Gel bakalım sana da veda etmem gerek"
Onu kucağıma alıp odamdan çıktım. Son kez baktım odama doğru düzgün düzleyemediğim yatağıma, ahşap dolabıma, karamelin yatağına... Ne kadar farklı gözüküyorlardı gözüme. Sırt çantamı da sırtıma alıp kapıyı kapattım.
Aşağı indiğimde annem bana sarıldı. Karamele sarılıp yere bıraktım. Babamla dışarı çıkıp arabaya bindik. Dışarı seyrettim... Babam bana bakıp gülümsedi:
'Heyecan varmı bebeğim'
'Evet biraz babişkooo'
'Oraya alışıcaksın. Güçlü ol tamam mı?'
'Tamam baba.'
Arada böyle konuşmalar geçtikten sonra gözlerimi kapadım.
***
Uyandığımda babam yaklaştığımızı söyledi. Demek ki uzak mış. 4 saatlik bir yolculuk sonrasında okula vardık. Okul baya eskimiş gözüküyordu fakat çok büyüktü 9,10 katlı galiba. Babam beni okulun kapısında bıraktı. El sallayıp gitti. Bavulumu elime aldım çantamı sırtıma. Derin bir soluk alıp içeri girdim. Baya kalabalık herkes ordan oraya gidiyor. Onların aralarında ezilmemek için bol çaba sarf ediyorum. Babam müdürün odasına gitmemi söylemişti galiba test olucağım. Müdürün odasını beni bir sekreter götürdü. Oda büyüktü bir koridordan geçerken yandaki fotoğraflar gözüme takıldı. Vampir ailesi, kurt, elfler, cüceler, periler, büyücüler... Hepsine bakarken ahşap kapıya çarptım. Sekreter kapıyı açtı içeri girdim:'Hoşgeldin Clara'
'Ho-hoşbulduk efendim'
'Seni bir yazılı yapıcağız eğer sonuç istediğimiz gibi çıkmazsa hafızanı siliceğiz' kanım dondu. Sırıtarak devam etti. ' ama eğer istediğimiz gibi çıkarsa hoşgeldin'
Müdür eliyle beni işaret etti sekretere. Beni bir odaya götürdü ve bir sandalyeye oturdu. Sekreter gitti. Geldiğinde elinde kocaman bir iğneyle geri döndü.
'Doğru söylemek gerekirse biraz acıyacak.'
Tamam anlamında başımı salladım. Gözlerimi kapattım.Babamın söylediği aklıma geldi "güçlü ol" gözlerimi açtığımda:
'Çok cesursun. Bitti bile' dedi sırıtarak.
Bende gülümsedim. Kocaman tüpdeki kanı alıp müdüre götürdü. Bende yaklaşık 1,2 saat bekledim. Sonuçta hafızamın silinmesini istemiyorum. Müdür yanıma geldi. Titreyerek ayağa kalktım. Korkudan ağzımın içini kan gölü yapmıştım.
'Galiba hafızanı silemeyeceğiz.'
Silmek mi istiyodunuz ya. Buranın okul olduğuna emin değilim.
'Ve kim olduğunu biliyoruz. Sana kim olduğunu söylemeden önce bu okuldan kimseye bahsetmemelisin. Eğer bahsedersen aklını sileriz ve bu okuldan atılırsın. Okulun kurallarına uyacaksın. Ne olursan ol. Onun özelliklerini taşıyacaksın. Ve sen....'
Ağzımı kemirmeye son hızla devaammm!!!
"Sen VAMPİRsin"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vampirin Aşkı (Tamamlandı)
VampireBen kendimi onda buldum. Onun gülüşünde, onun gözlerinde... Karanlığımda ışık oldun,gökyüzümde yıldız. Bakışında aşkı buldum ben. Öldüm sen benim ruhum oldun. Sen beni değiştirdin! Kalp midir sev diyen, Yoksa yalnızlık mıdır körükleyen? sahi nedir s...