Vampirin Aşkı (Tamamlandı)

Balayı ve Minik Sürpriz

...2 Gün Sonra

"Hayatım! Hadi artık bitmedi mi hazırlığın!" Diye bağırıyordu James.
Bavuluma elime geleni tıkıştırmaya çalışıyorum. Hatta yanlışlıkla beremi bile koymuş olabilirim! Bavulumu sürükleyerek merdivenlerden inmeye çalıştım.
"Dur dur! Düşeceksin." Dedi ve bavulumu aldı. Onun yanağını öptüm. O da beni öptü. Arabaya taşıdık herşeyi. James a kaç kere sordum nereye gideceğiz? Ama James dan ses yok.
"James herşeyi aldık değil mi? Telefonu,şarj aletini, anahtarlar,biletler,cüz-"

"Ah nasıl unuturum ben ya!"

"Ne oldu neyi unuttun? Bak iyi ki hatırla-" diyemeden dudağıma bir buse kondurdu.
Arabaya bindik ve James sürmeye başladı. Ben ise o kadar heyecanlıyım ki! James ile farklı bir ülkede balayımız olacak... Bütün sorunlardan uzak bir hafta geçireceğiz! Onunla birlikte başbaşa...
Yol boyu onun elini tuttum. Havlimanını uzun zamandır ilk kez görüyorum. Bu yüzden de heyecanım daha da artıyor. Uçağa binene kadar Gözlerim bağlıydı. O yüzden James ın sakarlıkları sayesinde kafamı carpmadığım yer kalmadı. Çoğu kişi bizi deli zannetsede "banane"
Sadece yürüyorum. James arada bi birileriyle konuşuyor. Sırada bekliyoruz ve uçağa giden tünelden geçerken gözümü açıyor.
"Oh be sonunda!" Dedim. Birlikte numaramızı bulduk ve yerimize geçtik. Etrafımızda insanlar... onlara bakıyorum canım birazcık çekiyor. Ölümlüleri uzun bir zaman sonra ilk defa görüyorum. Bu benim için alışılmadık bir durum.
"Umarım kazık saplamazlar" Dedim
Gülmeye başlıyor. Uçak havalanıyor
Sayın yolcular, lütfen emniyet kemerlerinizi takınız
Acil durumlarda yapılacak şeyler söyleniyor ve bir bayan bunu gösteriyor. James kadına bakmaya başlayınca kafasına indirdim,
"Önüne bak sen! "

"Kıskanıyor mu benim karım? " Dedi James Gülerek.
"O bakan gözlerini oyarım James!" Diyerek gözlerini işaret ettim.
Zaman geçmek bilmiyor. Yanımdaki şişman kadın uyuyor ve kafası omzumda. İteliyorum sola doğru gidiyor sonra yine omzuma geliyor. Cam kenarına oturmayı o kadar istedim ki! Ne bileyim kadın gelince ani karar verdim. James a güveniyorum ama hoşuma gitmiyor yanında bir dişi olması. Sadece ben olabilirim!
Kıskançlık levellerimi bitirdikten sonra sandviç dağıtıyorlar.
"Sandviçinizi alabilir miyim?" Dedi yanımdaki kadın. İlk başta irkildim daha sonra James ve bizim sandviçlerimizi verdim.
"Ah çok teşekkür ederim." Dedi. 1 dakika içinde 3 sandviç bitti.
"Bu arada ben Clue!"

"Clara" Dedim. Sıcak kanlı birisine benziyordu.

"Nerelisin?"

"İngiltere. Siz?"

"Kanadalıyım. "

"Kanadayı hep görmek istemişimdir. Gerçekten harika bir ülke. Yeşilliklerle dolu ve daha birçok şey..." Diyip iç geçirdim.

"Buna çok sevindim! Sizi misafir etmekten onur duyarız. " Dedi gülümseyerek. Misafir etmek derken?

"Bir ara gelirim. Biliyorsunuz işler güçler" diyerek Gülmeye başladım.
O maaş alıp ev geçindirir ben ise kurt öldürüp hayata devam ederim. İşler  güçler işte...
Bana anlamaz gözlerle bakınca tuhaf birşey olduğunu sezdim. Yoksa vampir olduğumu anladı  mı? Yok be nasıl anlasın?!
"Pardon ben yanlış anladım galiba zaten Kanada'ya gidiyoruz." Diyince bende jeton düştü.
James beni Balayı için Kanada'ya götürüyordu.
"Ah aman tanrım! Kocam bana sürpriz yapmak için söylememişti. Çok mutlu oldum şuan." Dedim gülümseyerek.
"Çok üzgünüm. Sürprizi bozma gibi bir niyetim yoktu." Dedi Clue.

"Yok ya önemli değil." Dedim gülerek. Jamesım beni Kanada'ya götürüyordu. Şuan çok mutlu oldum. Çünkü babam beni üniversite için Kanada'ya gönderecekti. Yani öyle düşünüyorduk. Babamın yazdığı mektup aklıma gelince birden duraksadım. Anılar benim yakamı bırakmıyordu. Bırakamazdı da...  Bir vampir nasıl ailesini unutabilirdi? Onları asla unutmayacağım. Kurt olmaları hiçbir şeyi değiştirmezdi. Onlar benim ailem. Ağlamaya başladım. Evet James'a söz vermiştim. Ama olmuyordu.
"Kuzum ağlamayacaktın hani? " Dedi James gözyaşımı silerek.
"Onları unutamıyorum. Onları özlüyorum James!" Dedim ve göğsünde ağlamaya başladım. Beni kollarının arasına aldı.
"Ağlama lütfen!" Dedi ve daha sıkı sarıldı.
"Kanada ya gidiyoruz ya! Çok teşekkür ederim James." Dedim burnumu koluna silerken.