Her Şeye Bedel

71 6 1
                                    

Arkadaşlar dediğim zaman>
Kelly Clarkson- Because of you şarkısını açabilirsiniz.
İyi okumalar!

"Günaydın!" Bu sesle irkildim.

"Artık uyan benim meleğim sabah oldu!" Dedi.

Gözlerimi hiç açmak istemiyorum.
Ama zar zor açabilmiştim.
Yatağın üzerine serili kahvaltılar görmek isterken sadece yatağa serili James vardı.

"Kahvaltı nerede?" Dedim ciddi bir sesle.
"Gel bakalım sen!" Demesiyle beni kucağına aldı ve odadan çıktık.
"Sen de alıştın. Bak James ben yürüyebiliyorum. Bazen kendimi Felçli hissettiğim oluyor senin yüzünden." Dedim.

Çatı katına çıktık. Ardından merdivenle çatıya çıktık. Oraya baktığımda kahvaltı oradaydı.
Pastırma... yoktu.
"James çatıda kahvaltı yapalım diye mi sabah sabah uyandırdın bizi. İstersen öğleni de burada yapalım birlikte eriyip gideriz!" Diye çıkıştım.
Ne desem gene de o yemekler leziz duruyordu. Oturduk birlikte ve yemeğe başladık.
"Sen mi yaptın sipariş mi verdin?" Dedim gülerek.
"Üzümü ye bağını sorma. Bugün özel bir gün. Seninle evliliğimizin ilk günü." Dedi gülümseyerek.

"Yani şimdi demek istiyorsun ki bu son güzel yemeğimiz." Dedim gülerek.   Bana sarıldı. Yemeğimizi bitirdikten sonra aşağı indik.

"James..."

"Efendim Clara?"

"Burası senin yazlığın öyle değil mi? Bizim kendi evimiz olmayacak mı?"

"Olacak elbet meleğim. Sonuçta yazlığım diye burası bizim evimiz olamaz diye birşey yok. Şimdilik burası. Şu işlerimizi de halledelim sana söz veriyorum en güzelinden bir ev alacağım." Dedi ve bana sarıldı.

"Ha bu arada balayını doğuda yapacağız ona göre" Dedi gülerek.
Ne doğusu?

"Ha?" Diyebildim.

"Eee... Sen dedin o kadar! Dün gece doğuda balayı istedin. Emir büyük yerden!" Dedi gülerek.

"Çok içtim ya! O sayılmaz banane banane!" Dedim çocuksu çıkan sesime engel olamayarak.

"Lan ben senin için kutuplarda balayı yapmaya hazırım!" Dedi bağırarak.

"He James bir tane de penguenimiz olur buzdolabı ile buraya getiririz dimi kocacığım?"

"Bir tane daha desene..."

"Neyi?"

"Kocam de bana ya!"

"Kocam? "

"Bir insanın ay pardon bir vampir bu kadar güzel söyleyebilir ya!" Dedi gülerek.

"Hadi oradan be! 1 2 gün sonra odunluğun tutar senin. Bilmiyor muyuz seni!" Dedim daha sıkı sarılarak. O da bana sarıldı.

Şu kokunu kavanoza saklasak, gülücüklerini de paket. Valla bunlar bende kalsın yeter ya. Dünyanın en güzel kokusu sende...

"Biliyorum" diye bir yanıt gelince kendimi geriye çektim.
Yerin dibine gir Clara! Yerin dibine gir!

"Egon senden büyük!" Diyerek kalktım.

"Dur bakalım nereye?" Diye bir ses işittim.
Kolumu tutmuş çekiştirip beni yanına çekmeye başladı.
"Bırak beni James aaaaah! Ya aa du- bı- aaa!!!!"
Birlikte aşağı düştük.
Ben Clara ölüyüm bu mesajı 45 kişiye göndermezsen gece gelip seni gırtlaklarım.
Şaka şaka! Allahtan evde havuz var.

"Gerizekalı su su buz gibi!!!" Dedim titreyen dudaklarıma engel olamayarak.

"Sıcak su sistemi bizde yok. Kusura bakmayın efendim!'

Gülüştük.

"Al sana!!" Diyerek yüzüne su attım.

"Sen ciddi misin?" Dedi ve bana doğru ayaklarını hızlıca çırptı.
O kadar su yuttum ki...

"Yeteer clor yuttum resmen! Ayy başım döndü" Dedim burnumu çeke çeke.

"Hadi gel hasta olacaksın. Sen şezlongda otur ben havluları getireyim."
Kafamı onaylarcasına salladım ve havuzdan çıktım. Oh be! Aslında havuza girmemiz iyi oldu. Serinledim. 2-3 dakika sonra James elinde havlular ile geldi.
Kurulandıktan sonra oturmaya devam ettik.

"Clara hazırlan 2 gün sonra balayına gidiyoruz haberin olsun şimdiden. Doğuda yer ayarladım orada kalırız merak etme sen" dedikten sonra Gülmeye başladı.

"Ya of! Ne doğusu be?! 2 gün sonra mı gideceğiz? Ben hiçbir hazırlık yapmadım! "

"Ya ne hazırlığı kıyafetlerini koy yeter" Dedi büyük bir rahatlıkla.
Sonra devam etti konuşmaya.

"1 haftalık tatilimiz kaldı sonra yine iş başına!" Dedi gülerek.
Hemen ayağa kalktım ve eve girdim.
Bok götürüyor desem az kalır!
Temizlikçi gelsin desek unutanırım ya. Ben temizliyim diyeceğim de...
James ın çorabı televizyonun üstünde
Benim makyajlarım benden çok banyoyu boyamış.
Bulaşıklar sabah,öğlen,akşam duruyor...
Ben neden düşünüyorum ya?
Arkamdaki gülme sesi ile oraya döndüm.

"Ne oldu seni endişeli gördüm sevgilim?"

"Ne endişesi? Burası senin yazlığın sen düşün ne yapacağını!" Dedim gülmesine karşılık vererek.

"James ben ekşına alıştım. Hep evde oturursam yemin ediyorum kafayı yerim ben!" Dedim.

"Kurtlar sağ olsun sana kafayı yedirtmez." Dedi. Bunu şaka mı olarak söyledi yoksa hâlâ etrafımızda mı? Bunu diyince yüz ifadesi değişti.
Ve yanımdan ayrıldı.
Bu huyundan nefret ediyorum.
"Ben çatıyı temizleyeyim." Diyerek merdivenlere yöneldi.
Şimdi açabilirsiniz...

Onun bu halleri beni çok korkutuyor.
Yeniden onlarla savaşmak istemiyorum. Bu korkaklığımdan değil, kaybetmek istemiyorum.
Çünkü ailemden sonra sadece onu anne baba abi sevgilim Kocam...
Benim için hepsi oluyordu.
Ona birşey olması. O kadar korkunç ki bunları düşündükçe kendimi çok güçsüz hissediyorum. Onsuz bir hiçtim. Onu öğrendim!
Eskiden yani küçükken kartopu savaşında sadece ağacın arkasına saklanan ben...
Kandan ölümden nefret eden ben...
Vampir olunca mı değişiyordu bu?
Hayır!
Çünkü vampir olduğumda da korkuyordum.
Her şeyden...
Ama onunla tanıştım
Sanki korkularımı süngerle çeken adamla...
Garip!
O adam beni her şeyimle değiştirdi...
Benim ruhum bedenimden ayrıldığında bile bana hayat verdi.
Yeni bir ruh kazandırdı bana.
Yoksa yoktum.
Yok!
Onu seviyorum ve hâlâ korkuyorum.
Ama bu sever kartopu ile ilgisi yoktu.
Bana birşey olması umrumda değil.
Ama o...
Ona Eğer birşey olursa.
Yaşamak için bir sebep bile kalmaz benim için.
Eğer ölürsem onun hâlâ mutlu olmasını istiyorum. Benden sonra başkasıyla mutlu olması bile beni
Mutlu eder.
Çünkü o mutlu olsun...
Bence bu her şeye bedel.
Ne derseniz deyin ama bu böyle.
Her şeye bedel...
...Seni seviyorum.


Vote ve yorumlarınızı bekliyorum.
Diğer bölüm için biraz desteğe ihtiyacım var.
Takipte kalın ;))

Vampirin Aşkı (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin