...2 AY SONRA
(Lütfen istediğim zaman "Justin Timberlake >mirrors< "şarkısını açın)"Kapat şu lanet şeyi!"
"Perdeyi kapat ya!"
"Kime diyorum ben?!" Dedim çırpınarak.
Gözlerimi zorla da olsa araladım ve ayağa kalkmak için bir hamle yapmamla yere kapaklanmam bir oldu. Perdeyi çekiştire çekiştire kapattım ve yatağa doğru yönelip kendimi oraya fırlatmamla vücudum kasıldı. Yatak mı sertti yoksa halisilasyon mu görüyordum emin değilim ama bu koku çok tanıdıktı.
"James..." Dedim kısık bir sesle."Seni çok özledim bir bilsen." Dedi sessizce.
"Çok yoruldum James. Çok. O kadar yoruldum ki ne savaş ne barış hiç birşey hiç birseyi istemiyorum. Uzaklaşmak istiyorum. Kaçmak istiyorum. Bazen yok olmak istiyorum. Seni üzüyorum James hem de çok üzüyorum seni. Ailem zaten-"
Tamamlayamadan Hıçkırıklara boğuldum. Kurt olmaları hiçbir şeyi değiştirmezdi. Onlar benim ailemdi. Ve ölmüşlerdi. Keşke tekrar sarılabilsem. Babama anneme Karamele... Keşke ayrılmasak. Birlikte olsak. Hayat daha güzel olsa. Dünya acımasız olmasa. Lanet vampirler ve lanet kurtlar barışsa...
Öyle bir dünya yok.
Bu gerçeği her zaman hatırlamaktan
Sıkıldım.
Ama James vardı. Beni seviyordu.
İçimdeki fırtınayı o susturuyor. Beni mutlu ediyordu. Ailem değildi belki ama bana karşı hissettiğini 'aşk' olarak 3 harfli bir kelimeye sığdırmak ona da bana da haksızlık yapmak olurdu. Kesinlikle James haklıydı.
Dinlenmeliydim.
Sadece bedenen değil.
Ruhumun dinlenmeye ihtiyacı var.
Çok şey yaşadım. Ve yaşıyorum.
James a daha da sıkı sarıldım. Sanki ellerimi bir an gevsetsem onu da kaybedeceğim.
"Clara... yapma dur!" James altımda çırpınınca hemen ellerimi çekip ayağa kalktım.
"Ah! Özür dilerim. " Dedim.
"Az kalsın sevdiğim beni öldürüyordu." Dedi gülerek.
"Bu gidişle öldüreceğim seni" Dedim ve kafasına bir yastık attım."Ha! Bunu sen istedin" Dedi ve ortadan kayboldu. Ardından kafamda hissettiğim yastıkla arkama döndüm.
"Bu hiç adil değil! " Diyerek çıkıştım."Sen olunca kural diye bir şey kalmıyor bunu biliyorsun Clara." Dedi gülümseyerek.
"Ya sen hep gül ya! Al ömrümü daha çok gül. Daha çok gül ki aldığın ömür gülüşüne deysin ya!"
"Kusura bakma da bana iltifat edince işimi zorlaştırıyorsun." Dedi ve kafama yastığı tekrar attı.
"Yeter bu kadar oyun hadi bana kahvaltı hazırla ben birazdan gelirim aşağı." Dedim.
"Onu genellikle erkekler bayanlara söyler de neyse..." diyerek odadan çıktı.
Lavaboya girdim ve yüzümü yıkadım ardından neyse boşverin."Immm bu koku da ne?" Diyerek mutfağa yöneldim.
"Pastırma Yaptım." Dedi gülümseyerek.
"4 haftadır her sabah pastırma yemek nedir ya senin yüzünden klozet bile artık pastırma kokmaya başladı yeter!" Dedim sinir bozucu gülümsememle.
Masaya oturduk."Hayatım. Benim bu gece işim var geç gelebilirim."
"Ne işi James?" Dedim ve kafamı yemeğinden uzaklaştırıp onu süzdüm.
"Clara boşver. " Dedi büyük bir umursamazlıkla.
"Nasıl boşver ya?! Ben burada kimim James?? Hani birbirimizden birşey saklamayacaktık? Ha?!"
Masadan sertçe doğruldu ve
"Birşey yok beni merak etme. Küçük bir iş o kadar. Hadi ben kaçtım. Görüşürüz Hayatım" Dedi ve kapıya yöneldi. Bende arkasından gittim ve yanağına bir buse kondurdum."Dikkat et kendine. Hoşcakal hayatım"
Dedim ve onu yolcu ettim. Kapıyı kapatınca 'psikolojim bozuldu ya' diyip Gülmeye başladım.
Bana 'bosver' dedi. Şaka gibi aynı zamanda tatlı. Ne kızılır ne dövülür anca sövülür. Güzel oldu bu söz.
Odama doğru giderken James ın telefonunu evde unuttuğunu fark ettim. Tabiki de beni ilgilendirmez diyerek odaya çıktığımı düşünmeyin.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vampirin Aşkı (Tamamlandı)
VampireBen kendimi onda buldum. Onun gülüşünde, onun gözlerinde... Karanlığımda ışık oldun,gökyüzümde yıldız. Bakışında aşkı buldum ben. Öldüm sen benim ruhum oldun. Sen beni değiştirdin! Kalp midir sev diyen, Yoksa yalnızlık mıdır körükleyen? sahi nedir s...