(Şu anlık öyle çok kocaman bir kitlem yok büyümesi dileğiyle 2. bölüm sizlerle... Multimedia İnanç :))
Gecenin ilerleyen saatlerinde Tutkuyla İnanç'ın koklaşmalarına katlanmak zorunda kalmıştım. Beni şaşırtarak İnanç bir taksi çağırmıştı bizim için. Centilmenliğin ilk adımları...
''Teşekkürler bebeğim.'' diye boynuna sokuldu Tutku.
İnanç'ın gözlerindeki tiksinti karışımı sırıtmayı bir tek ben görmüştüm neyse ki. Her ne kadar baş belası da olsa, Tutku benim en yakın arkadaşım ve üzülmesine dayanamam.
''Bu gece milyonuncu kez tekrarlıyorum, siz kızlar sorun etmeyin. Sadece bir taksi.'' diye mırıldandı İnanç.
Tek söz etmeden ön koltuğa attım kendimi. Benim teşekkürüme ihtiyacı olduğunu sanmıyorum.
---
''Ben geldim!'' diye bağırdım içeridekilere. Sorguya çekilmeden önce 10 saniyemi dikkatlice kullanarak kendimi odama attım. Kısa elbisemden bir an önce kurtulmak için can atıyordum. Üstümdekileri dikkatlice kirlisepetine bıraktıktan sonra kendimi sıcak suyun kollarına teslim ettim. Üzerimde ne sigara ne alkol kokusu kalmadığından emin olduktan sonra tembelce üstümü giyindim. Uykuya dalmadan kısa bir süre öncesinde titredim. Tek elimle yastığımın altından telefonumu çıkararak 1 yeni mesajı tiksintiyle okudum.
Kimden: Tutku
Yarın İnançlardayız. Fazla heyecanlanma, iyi uykular!!
'İyi uykular' mış. Böyle mesajdan sonra uyulur mu canım.
---
Gözlerimi açmamak için büyük uğraş sergilerken telefonumun bilindik çağrı sesiyle gözlerimi araladım. Kim olduğuna baktıktan sonra sessiz bir kaç küfür savurdum.
''Ne var?''
''Ah, güzel uyanmışsın. Saat 5'te hazır ol. Seni alacağım, İnanç evine çağırdı!''
Beni göremese de gözlerimi devirme isteğimi geri çeviremedim.
''Bunu dün akşam ki mesajında iyice belirttiğini hatırlıyorum. Daha dün akşam birlikte değilmiydiniz, ne aşkmış kızım.''
Kahkahası yüzünden telefonu kulağımdan uzaklaştırmak zorunda kalmıştım.
''Aşk. Komik. 5'te hazır ol, güzel gözükürsen seni parçalarım. Öptüm!''
Çağrının sonlandığını görünce derin bir nefes aldım. 'Güzel gözükürsen seni parçalarım.' Ha-ha! Kim en yakın arkadaşının gölgesinde olmak ister ki?
Saatin 3 olduğu gerçeğine dudak büktüm. Aralıksız saatlerdir uyuyordum. Tembel hareketlerle yataktan kalktım. Sıcak bir duşu unutup buz gibi suyla temizledim kendimi. Hava yakıcı sıcagı gözler önüne seriyordu. İç çekerek yırtık kot bir şort ile yavru ağzı salaş bir bluzda karar kıldım. Makyajımı yapmadan saçlarımı doğal dalgalı halini biraz olsun dizginlemesi için fìrçaladım. Yüzüme renk verip gözlerime maskara sürdüm. Dudak parlatıcımı da kabaca sürdükten sonra son kez ayna da kendime baktım. Tutku 'güzel olma.' demişti. Gayet basit olduğuma kanaat getirerek vaktin geçmesini bekledim.
---
"İnanç'ın evine gidiyoruz demiştin. Diskoya değil."
Bir kez daha kıyafetlerimizi karşılaştırdım Tutkuyla.
"Biraz gösterişten zarar gelmez."
'Biraz' tabirine kıkırdadım.
Taksi saray sayılabilecek bir evin önünde durunca nefesimi tutup yan gözle Tutku'ya baktım. Hemen hemen benimle aynı tepkiyi veriyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BELA
Teen FictionAlara bir suçluydu. Eğer en yakın arkadaşının sevgilisini çekici bulmak bir suç olsaydı.