Çok gecikti ama hiç gelmemesinden iyidir. Yorumlarınızı eksik etmeyin başka hiç birşey istemiyorum.
İyi okumalar :')
4 büyük adımda yanımıza ulaştı.
Yanımıza ulaştığında tuttuğum nefesimi dışarı verdim. Tamam, tamam Tutku ile aramız pek iyi sayılmaz ama bu ben değildim. Ben en yakın arkadaşımın eski sevgilileriyle takılmazdım. Ben böyle bir insan değildim. İnanç ne zamandan beri beni kontrol ediyordu. Ne zamandır böyle umursamaz olmuştum?
Gözleri ve suratı kıpkırmızı olmuş Tutku'ya döndüm. Birşey söylemiyordu. Neden? Neden bana bağırmıyordu? Neden berbat bir arkadaş olduğumu haykırmıyordu?
O konuşmadan ben dudaklarımı araladım.
''Ben.. bak düşündüğün gibi değil.'' gözlerimi ondan kaçırarak konuştum.
''Peki ya nasıl?'' gayet normal çıkan sesine karşılık yutkundum.
''Nasıl olduğu seni ilgilendirmez.'' İnanç umursamaz ve son derece seksi sesiyle araya girdi.
''Sen benim eski sevgilim ve Alara da en yakın arkadaşım olduğuna göre ilgilendirir!'' kükremişti.
Tekrar gözlerimi kaçırdım. Titrediğime emindim.
Kahkaha atarak tekrar bana döndü.
''Biliyor musun? Nasılsa artık en yakın arkadaşım değilsin. Ne bok yersen ye seni küçük orospu!''
İnanç aniden ayağa kalktı. Gözümde biriken yaşları umursamayarak soran bakışlarla ona döndüm.
''Yeter, gidiyoruz.'' uzanıp parmaklarını benimkilerin arasına geçirdi.
''Kaçın tabi! Orospunu da al git! Yatakta benden iyi olamaz!''
Titrek bacaklarımı kapıya yönlendirdim. İnsanlar bize bakıyordu ve ben utançtan ölüyordum. İnanç'ın parmaklarının benimkilerin arasında olması da titrememi arttırıyordu.
Kapıdan hızlı adımlarla çıkıp beni arabaya çekiştirdi.
Arabanın önünde durup elimi elinden ayırdı. Biraz önce benim elimi tutan elini saçlarının arasına götürüp çekiştirdi.
''Salak orospu! Herkesin içinde rezil olduk. Bunu ona ödeteceğim, ödeteceğim!'' diye bağırdı.
Hiç bir şey söylemeden gözlerimi ayakkabılarıma diktim.
Herkesin içinde bana orospu diye hitap etmişti. Tutku. Benim en yakın arkadaşım dediğim insan. Oysa onun için nelere katlanmıştım. Neredeyse tecavuze uğruyordum ve başımda bu ruh hastası seksi yaratık vardı.
Bu bir daha olmayacak. Artık karşı koyacağım. Saf, iyilik timsali olmak yok. Güçlü olmak ve karşı koymak var.
''Bin.''
''Neden bu kadar sinirleniyorsun anlamıyorum, azarı yiyen benim. Rezil olan da benim.'' mırıldandım.
''Önemli olan benim ihtibarım! Sen benim yanımdasın ve sen rezil olduysan bende rezil oldum demektir!''
Başka ne olabilir ki. Hep o,o,o!
Ön koltuğa atlayıp tek kelime etmeden arabaya binmesini izledim. Beni umursamıyordu, beni herkesin içinde aşağılamasını önemsemiyordu. Tek umursadığı kendisiydi.
10 dakikadır ona dönmeyip dışarıyı izlemiştim. Ona bakmamak için kendimi öyle kasmıştım ki boynum ağrımıştı. Ovmak için yana döndüğümde gözleriyle buluştum. Beni izliyordu. Ben onu gördüğüm için rahatsız bile olmuyordu. Hala bana bakıyordu. 3-4 saniyeliğine önüne bakıyor sonra yine bana dönüyordu.
''Ne? Suratımda birşey mi var?''
''Hayır.'' dudağı yukarı kıvrıldı.
''O zaman önüne dön. Kaza yapacağız.''
Gözlerini 3 saniyeliğine yola dikip sonra yine bana döndü. Sanki uzaylıymışım gibi beni izliyordu. Huzursuzca kıpırdandım.
''Ne var?!''
''Çok farklısın.'' gülümsemesi genişledi.
Bunun bir iltifat mı yoksa hakaret mi olduğunu bilmiyordum. Farklı mıydım? Belki.
''İyi anlamda mı kötü mü?''
''Bilmiyorum. Ama bunu seviyorum.'' bakışlarını tekrar yola dikti.
Kızarmamak için kendimle savaşıyordum. Benimle ilgili birşeyi seviyordu!
Yani, tabii banane ki.
Evin önünde durduğumuzda derin bir iç çekip çantama uzandım.
Ne demem gerektiğini bilmiyordum, çok değişken bir ruh hali vardı. Önce ban bağırıyor sonra farklı olduğumu söylüyordu. Kafamı karıştırıyordu.
''Okulda görüşürüz.'' omuz silkti.
Hah!
İşte yine yapıyordu. Yine ve yine.
Cevap vermeden arabadan indim. Evin kapısına kadar koşar adımlarla yürüyüp anahtarımı çıkarıp kapıyı açtım. Kendimi hemen içeri atıp kapıyı arkamdan kapayıp sırtımı kapıya dayadım.
Kaç gündür yüzünü göremediğim ailemi görmek için salona doğru yöneldim.
Ailemi koltuklarda ciddi birşey dinlerken gördüğümde kalbim duracak sandım.
Dinledikleri tanıdık surata çevirdim kafamı. Her yerim yanıyordu. Sanki vücudumdan ateş fışkırıyor gibiydi.
Tutku yapmacık bir gülümseme yerleştirdi suratına.
''Ah! Bizde seni bekliyorduk.'' gülümsemesi yayıldı.
''Konuşmalıyız.'' dedi babam. Sesindeki otoriter ve sert ton beni korkutmaya yetti.
Kim bilir onlara neler anlatmıştı! Ve en önemlisi de ailem ona inanacaklardı.
''Bar serserileri ile mi takılıyorsun?!'' diye patladı annem.
Bittim!
Öldüm!
Hayır!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BELA
Teen FictionAlara bir suçluydu. Eğer en yakın arkadaşının sevgilisini çekici bulmak bir suç olsaydı.