Kollarımın arasına girmiş bir melek gibi uyuyan bu genç kimdi? Benim o ilk gece tanıdığım asi çocukla, beni aldatan, bana vuran, beni aşağılayan çocukla aynımıydı? Oysa şimdi bir meleğin yüzünü takınmış, kim bilir neler görüyordu rüyasında. Uykuda bu kadar sakin ve güzel gözükmesi kalbime dokunuyordu. Normalde böyle olmasını istiyor muydum?
Bilmiyordum.
Ama sanırım cevap belliydi. Bu oydu. Ortalığı yıkıp, küfürler eder. Kızdan kıza koşardı ama bu oydu. Ne yapabilirdim? Onu değiştirmek namına bir girişimde bulunmamıştım ve bunu düşünmüyordum. Bu onu kaybetmek, bu yanında ne olursa olsun güvende hissettiğim insanı kaybetmek demekse böyle kalmasını istiyordum. Bir kum tanesi gibi elimden kayıp, denize karışmasını istemiyordum. Bana karışmasını istiyordum.
Küçük mırıltılar eşliğinde gözlerini araladığında bir an dejavu hissine kapıldım. Bu anı binlerce kez hayal etmiştim, gerçekleşmişti. Kollarımda uyumuştu ama bu garip bir histi. Gözlerini dünyaya araladıktan 2 dakika sonra eski haline dönmesi bende şok etkisi yaratıyordu ve kesinlikle bundan nefret ediyordum.
Bir küfür savurarak doğruldu. ''Her tarafım ağrıyor.'' bir an kafası karışmışcasına bana döndü. ''Beni sen mi getirdin?''
İç çekerek yataktan kalktım. Evi hala berbat bir haldeydi ama yatağı düzeltebilmiştim. ''Evet. Beni Koray'ı deliye çevirmek için kullandığından zaman.'' somurttum. ''Mutlu musun?''
''Pek sayılmaz. Fena dayak yedim.'' kurumuş kanla kaplı dudağı kenara kıvrıldı ve bu görüntü içimde birşeylerin kımıldamasına yol açtı. Kalbim ve böbreğimin yer değiştirdiğini hissederken gözlerimi kırpıştırdım. İpleri elden bırakmamam gerekiyordu. Ne kadar acı çekiyor olsa da hak etmişti. Beni bir kukla gibi kullanmıştı ve aşağılanma hissi bedenimi ele geçirmişti. Yüzümü buruşturdum.
Benden cevap gelmeyince inlemeler ile birlikte yataktan kalktı ve ortalığı toparlama çabalarıma el koydu. Kaskatı olmuş vücudunu bana sardı bu his bana Tutku'yu hatırlattı. Sarılmasına karşılık vermeden öylece durdum.
''Ne?'' dedi hayreytle. ''Bana trip mi yapıyorsun?''
''Hayır.'' dedim. ''Saçma davranıyorsun. Şu haline bakar mısın?''
Gözleri küçük kurumuş kan lekeleri ile kaplı olan tişortune kaydı ve hızla onu çıkardı. Pantalonunu da sıyırınca bir çığlık eşliğinde arkamı döndüm. ''Önceden uyarabilirdin!''
''Ne gerek var? Bana sevgili kelimesini kullanalım diyorsun. Ama daha beni çıplak görmeye utanıyorsun.'' alaycı sesinin arkasından bir gülme sesi geldi ve bu benim somurtmamı sağlamıştı.
''Dön.'' arkamı döndüğümde üzerinde sadece gri bir eşofman olduğunu gördüm. Gözlerim karın ve göğüs kaslarına kayarken bir değişikilik yapıp kendime kızmak yerine bu muhteşem manzarayı izlemeye koyuldum.
**
''Bu aptal yere neden hala geliyoruz anlamıyorum.'' İnanç'ın homurdanmasının arkasından el freninin çekildiğini gösteren bir ses işittim.
''Karne almak için?'' dedim bildiği bir sorunun cevabını verirken.
''Ne?'' dedi bana garip bir bakış atıp arabadan inerken. ''Zaten ne olacağını biliyoruz.''
Alaycı sesinden uzaklaşıp okula yürümeye başladım. Onu yanımda hissedince ''Sahi'' dedim ''Sen nasıl geçtin?''
Göz kırptı. ''Kendime göre numaralarım var. Boşver, öğrenmek istemezsin.''
Kendini gizemli katil havasına sokmasına gülümsemeden edemedim. Gülümsememin bir diğer nedeniyse şuanda gayet normal gözükmemizdi. Gayet normal bir çift gibiydik. Karnemizi almaya gidiyorduk. Bu kadardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BELA
Teen FictionAlara bir suçluydu. Eğer en yakın arkadaşının sevgilisini çekici bulmak bir suç olsaydı.