Final olduğunu söylemiştim. Ama bitirme dediniz bende bitirmiyorum artık uzatmaya çalışacağım umarım tadında kalır ve saçmalamam. :D
İyi okumalaarr :*
Bir ay..
Onsuz geçen bir ay.
Bir aydır ne konuşmuştuk ne de adam akıllı karşılaşabilmiştik. Belki 2 belki 3 kere okul çıkışında görmüştüm onu. Ama bunlar beni teselli edememişti.
Okula geliyorsa bile ben görmüyordum. Gözlerim deli gibi onu ararken nasıl göremiyordum?
Görmemi istemediği için mi?
Ah!
Bir özür dileme bile yeterdi bana.
Bir özür.
Karalayıp resim defteri haline getirdiğim sıradan kaldırdım başımı. Zilin rahatlatan tınısıyla herkes yavaş yavaş çıkmaya başlamıştı.
Onu göremediğim bir güne daha lanet ederek sınıfta tek ben kalana kadar aheste aheste topladım çantamı.
Çantama defterimi tıkarak başımı kaldırdım.
O sırada kapıya yaslanmış siluetini gördüm.
İçimden yükselen sevinç çığlığını yok sayarak çantamı toplamaya devam ettim. Etkilenmemiş görünmeye çalışıyordum. Yüzümün alev aldığını ve tırnaklarımın ucuna kadar yandığımı hissedebiliyordum.
Bir süre beni seyretti.
Çantamı omzuma atıp ''Ne var?'' dedim.
Onunla konuştuğumu görünce dudağının kenarı yukarı kalktı.
''Ne var ne arıyorsun burada?'' dedim yine yavaşça.
Gülümsemesi genişleyip bir ağırlığını sağ ayağına verdi. ''Kaşlarını çatmanı bile özlemişim. Bana ters bir duygu.''
Ondan kaçan benmişim gibi! Tek bir özür ile neler yapabileceğini bilse!
Ona soran gözlerle baktım.
Bir süre o da bana baktı ve sonra sınıfa girip kapıyı arkasından kapadı. Kenarda bir sıranın üstüne yerleşmesini izledim.
''Ne yapıyorsun?'' dedim bıkkınlıkla.
Bu kaçıp gitmeler, anlamsız konuşup anlamsız gülmeler canımı sıkmaya başlamıştı. Bir an için ortadan kayboluyor sonra hiç birşey yokmuş gibi geri dönüyordu.
Hem, devamsızlığı kaç gündü bu çocuğun?!
Cevap alamayınca kızmaya başladığımı hissedip kapıya yürüdüm. ''Senin saçma sapan oyunlarına ayıracak vaktim yok İnanç.''
''Konuşmak istediğimi göremiyor musun?'' dedi yavaşça. Bu söyledikleri elimi kapı koluna mıhlamıştı. Yavaşça elimi geri çektim.
Çıkmadığımı görünce dudaklarını araladı.
''Ben değişmek istemiyorum, öncelikle bunu aklına sok. '' durup derin bir nefes aldı. ''Ama fark ettim ki seninle olmak istiyorum. Başka bir kız olmadan. Sadece sen.'' bakışları aşağıda, kolundaki bir ip parçasıyla oynuyordu.
Benden cevap alamayınca başını kaldırıp bana bakı. Yanına oturdum.
''Bu bir ay içerisindede olabildiğin her kızla olup tatmin olmuşsundur.'' diye homurdandım.
Sesli bir şekilde güldü. Öyle ki bütün okulda yankılandığını düşünebilirdim.
''Şimdiden kıskançlığa başladın ha!'' dedi gülmeyi kesmeyerek.
Koluna yumruğumu geçirdim. ''Kıskanmam için bir sebep yok.''
Birden ciddileşip bacaklarını bana döndürdü.
''Bir sebep olmasını istiyor musun peki?''
Bir süre gözlerine bakıp düşünüyor numarası yaptım. Ama cevabımı çoktan kafamda belirlemiştim. Onu reddedemezdim. Onsuz yapamazken bu komik olurdu.
Hiç değilse çaba gösteriyordu. Benimle olmak için çaba gösteriyordu.
''İstiyorum.''
Ben daha ne olduğunu anlayamadan beni kolları arasına aldı. Bir süre öyle sessizce oturduk. Başımı göğsüne iyice yerleştirdim.
Belki yarım saat belki daha fazla süre sonra ılık nefesini kulağımda hissettim.
''Bu çok güzel hissettiriyor.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BELA
Teen FictionAlara bir suçluydu. Eğer en yakın arkadaşının sevgilisini çekici bulmak bir suç olsaydı.