''Bana bir daha tokat atarsan beni bulamazsın.''

10.1K 327 21
                                    

FARK'ın 2. bölümünü yayınladım. Bunu neden burada yazıyorsun derseniz, görmenizi istediğim için. BELA okuyan onu da sever çünkü :)

Bölüm RealMe0 için :) İyi okumalar :)

Multimedia saçı kesilmiş Alara :D

1 hafta.

Tam 1 haftadır İnanç'ın yüzünü görmüyordum ve biraz daha görmezsem endişelenecektim.

Ah, hayır. Çok geçti. Endişeleniyordum!

Kimlerle takıldığını öyle çok iyi bilmiyordum ve sorabileceğim herkese sormuştum. Gururumu yıkıp onu milyon kere aramıştım, mesaj atmıştım ama cevap alamamıştım. Daha ne yapabilirdim cidden bilmiyordum. Birden ortadan kaybolması korkmam için iyi bir sebepti.

Telefonumu alıp bir mesaj daha atmaya karar verdim. Bu kadar içten bir mesajdan sonra gelmiyorsa, ümidi kes kızım..

Kime: İnanç

Korkuyorum. Bana gelmesen bile iyi olduğunu bilmem gerekiyor. Lütfen, sadece bir mesaj.

Gururumun içine etmiştim, resmi olarak. Bu mesaj kanıtı olabilirdi.

Saatin gece yarısına yaklaştığını gördüğümde İnanç'ı düşünmekten bir türlü okuyamadığım kitabımı kenara bıraktım. Yorganımın içine girip gözlerimi kapadım.

Onun hakkında iyi bir şey bilmek zordu. Her neredeyse bir boka batmamış olmasını diliyordum. İyi olmasını herşeyden istiyordum, başının bela da olması kanımın durmasına yol açıyordu. Ve bu iyi bir şey değildi, onu kendimden çok önemser olmuştum.

İyi olsun..

Lütfen...

''Cidden onu merak ediyorum.'' dedim Berkay'a dönerek.

Berkay, şu anda tek arkadaşım diyebilirdim. Tutku ile aramda olanlardan sonra kimseyle konuşmamıştım. Ama bu anlaşmazlık Berkay ve benim arama girmemişti.

''İyidir, onu tanımıyorum ama bu gün sana milyonuncu kez söylüyorum; eğer anlattığın gibi biriyse ona kolay kolay birşey olacağını sanmıyorum.''

Son dersin bitmesine saniyeler vardı ve tanrıya şükür Lale hoca bizi serbest bırakmıştı. Bütün gün Berkay'ın başının etini yemiştim ve biraz rahatlamaya başlamıştım. Onun iyi olduğunu duymak beni iyi yapıyordu.

''Bilemiyorum, hiç böyle yapmamıştı.'' mırıldandım.

''Sanki onu yıllardır tanıyorsunda.'' zil sesini duyarak gülümsedi. Kitaplarını eline alıp benim kitaplarımı da çantama attı. Çantamı boynuna atıp benimle yürümeye başladı.

Çantamı taşımasına sırıttım.

''Tutku ile hala konuşmuyor musun?'' dedi konuyu değiştirerek. Onun ismini duyunca yüzümü buruşturmadan edemedim.

''Bu gün cuma, yani yüzünü 2 gün görmeyeceğim. Sence barışmış gibimi duruyoruz?'' dedim gözlerimi büyüterek.

''Tamam,aptalca bir soruydu.''

Ona dönüp sarıldım. ''Yanımda olduğun için teşekkür ederim.'' kollarını belime doladı.

''Her zaman.''

Gülümseyip elinden çantamı aldım ve taksiye bindim.

Eve giderken aralıksız 4 şarkı dinlemiştim. Eve geldiğimizde bir umut etrafıma bakındım.

BELAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin