''Kalk Alara!'' önümde dikilmiş alev saçan gözlerle bana bakan İnanç'ı görmezden gelmeyi denesem de beceremedim.
Ben cevap verme fırsatı bulamadan Koray araya girdi. Yumuşak koltuktan kalktığını hissettim. ''Hayır.'' dedi. ''Kalkmayacak.''
Araya girme ihtiyacı hissetsemde korkudan olduğum yere sinmiştim. Bu kadar kolay irkildiğim için kendime küfürler savurdum.
''Sana sorduğumu hatırlamıyorum. Alara kalk diyorum.'' İnanç kolumu tutmak için hamle yapınca Koray'ın İnanç'ın elini havada yakaladığını gördüm. Nefesimi tutarak kalkmaya yeltendim. Ben araya giremeden İnanç boşta olan eliyle Koray'ın suratına bir yumruk yerleştirdi.
Şaşırmamıştım. Bunu bekliyordum, o yüzden sakin davranarak sinirden kıpkırmızı olmuş iki gence baktım. Daha sonra birbirilerinin üstlerine atlamalarına müsaade etmeden aralarına girdim. Bir elimi İnanç'ın göğsüne, diğer elimi de Koray'ın göğsüne yerleştirdim. İkiside isteseler beni ezip geçebilirlerdi ama şaşkın bir ifadeyle bana bakmayı tercih ettiler.
''Kesin.'' dedim serrt bir sesle. ''Kesin artık şunu.''
Ellerim altında gevşediklerini hissedince ellerimi serbest bıraktım. Daha sonra İnanç'a diktim gözlerimi. ''Git.''
İnanç'ın yüzünde hiç bir duygu belirtisi göremedim. Daha sonra sıkı bir şekilde kolumu yakaladı. Dişlerinin arasından ''Hayır. Sen benimsin ve bu aranızdaki iğrenç şeyi,'' ikimizi göstererek tükürdü ''daha fazla izlemeyeceğim.''
Koray'ın hamle yaptığını gördüm ama İnanç hızlı davranarak elini ittirdi. Koray masanın arkasından bana ulaşamadan İnanç tek bir hamleyle beni omzuna aldı. Tepki vermeden sakin olmaya çalıştım.
Yüzsüz pislik.
O beni son hızla kafeden çıkarırken Koray'ın arkamızdan koştuğunu gördüm. ''İnanç. Ortalığı karıştırıyorsun. Bırak artık.'' beni umursamayıp arabaya yönelince sırtına yumruklar atmaya başladım.
Koray'ın bize yetiştiğini gördüğümde ben İnanç'ın üzerindeyken ona yumruk atmayacağını bildiğimden rahatladım.
İnanç beni incitmemeye çalışarak yavaşça ayaklarımı beton zeminle buluşturdu. Koray'ın sinirden kıpkırmızı bir halde önümüzde dikildiğini görünce aralarından çekilmedim.
''Koray, sana gitmen için 10 saniye veriyorum.'' diye tükürdü İnanç.
Koray aldırmamış görünüyordu. ''Sevgilimi almadan hiçbir yere gitmiyorum.''
İnanç korkutucu bir şekilde güldü. Öyleki bu kahkahaya dönüştü. ''Sevgilin. Hmm, sevimli bir kelime ama Alara'nın o şey olduğundan pek emin değilim.''
''Gayette öyleyim.'' dedim savunurcasına Koray'a doğru bir adım atarken.
Herşeyi düzeltmek varken dikime gidiyordum ve bu kesinlikle İnanç'ın hoşuna gitmiyordu.
Tek kaşını yukarı kaldırdı. ''Komik.'' dedi sadece sonra aklına birşey gelmiş gibi bakışlarını Korayla buluşturdu. ''10 saniyen doldu. Biz gidiyoruz. Alara, arabaya bin!''
''Hayır.'' dedim kesin bir şekilde.
''Sana sorduğumu hatırlamıyorum?'' beni sert bir şekilde arabaya ittirince omzuna üst üste yumruk atmaya başladım. Etkilemediği belliydi ama hiç yoktan iyiydi.
''Gelmek istemiyorum! Seni bir daha görmekte istemiyorum! Anlamıyor musun?!'' kolumu çekiştirince sinirle homurdandım. ''Hayvan herif! Acıtıyorsun!''
Koray'ın tepkisiz kaldığını görünce hayretle ona döndüm. Birşey düşünür gibiydi. Ardından başını kaldırıp parmağını İnanç'a salladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BELA
Teen FictionAlara bir suçluydu. Eğer en yakın arkadaşının sevgilisini çekici bulmak bir suç olsaydı.