Olayların ardından 2 gün geçmişti ve o günden beri Justin'i göremiyordum. Mesajlarıma da cevap vermiyordu.
Büyük ihtimal benden soğumuş, konuştuğuna pişman olmuştu. Kim olsa soğumazdı ki? Salak gibi konuşmayalım, yazışalım demiştim.
Matematik dersinden çıktığımızda koridorda öylece durdum. Neden yaptığımı bilmiyordum. Çevreme bakındım ve kimsenin bana bakmadığını gördüm. Ellerimde olan kitapları daha çok göğsüme bastırdım ve dolabın yolunu tuttum.
Justin benden soğumuş olabilir miydi? Beni görmemek için okula gelmiyor olabilir miydi?
Olabilirdi.
Belkide Bea ile takılıyordu. Çünkü Bea'da okulda yoktu. Düşüncesi bile kalbimi parçalamaya yetiyorken olduğunu düşününce gözlerim doldu.
"İki saattir seni izliyorum April. Gözlerini kırpmadan koridorun ortasında durman niye acaba?"
Kalın sesin geldiği yöne çevirdim kafamı. Geçen sene aynı sınıfta olduğum Brooke kaşlarını kaldırmış bana bakıyordu.
Afallayarak kafamı salladım ve geri çekildim.
"Affedersin, dalmışım."
"Sorun yok."
O giderken arkasından baktım ve sonrasında kitaplarımı hızlıca dolabıma koydum. Justin'i düşünmeyecektim. O'nun yüzünden moralimi bozamazdım.
-
Sonunda okul bitmişti ve ben tek başıma yolda yürüyordum. Siyah kapüşonlumun(?) şapkasını takmış, sallana sallana mağazalara bakıyordum.
2 gün içerisinde bir insanın enerjisi bu kadar düşebilir miydi? Telefonuma gelen bildirim ile heyecan yaptım. Justin'den mesaj vardı.
Justin: Justin'i rehberinden sil seni sürtük, sakın sevgilimin karşısına çıkma. -Bea
what this bitch talking about?💆
ŞİMDİ OKUDUĞUN
texting // jb
Fanfiction"Hayatıma aniden girmene minnettarım. Seni seviyorum, gülüşünü, kalbinin güzelliğini, suratında ki her bir çizgiyi, boynunda olan o küçük beni... Seni tüm benliğin ile seviyorum April."
