twelve

7.6K 354 151
                                    

Deliler gibi çözdüğüm sorulardan başımı kaldırıp kantine göz attım. Ortak ders saati olduğu için etrafta kimseler yoktu.

Ben ise ortak ders saatinden kaçmayı hobi haline getirmiş bir aptaldım. Kalemimi kitabın arasına koydum ve kitabı kapadım.

Aynı anda kantine giren kişiye gözümü çevirdiğimde, bu kişinin Justin'in en yakın arkadaşı olan Ryan olduğunu gördüm. Gözgöze geldiğimizde bana gülümsedi. Nezaket amaçlı bende ona tebessüm ettim. 2 yıl aynı sınıfta okumuştuk ve bana karşı hiçbir zaman kaba bir davranışı bulunmamıştı.

"Ryan hadi dostum! İki saat oldu."

Kantine ilk sesi, sonra kendisi girdi. Gene mükemmeldi. Gene saçlarını tepede toplamış, basketbol oynamaktan terlemiş ve gene elinde ki su şişesini saçma bir şekilde tutmaya devam ediyordu.

Gözleri beni bulduğunda bana gülümsedi.

Ne?

Gülümsedi.

Tanrım.

"Hey April."

Gözlerimiz tekrar birleştiğinde verdiğim nefesi geri aldım ve tuttum. Kalbim hızlanmaya başlarken avuç içim terliyordu.

"Bu ders saatinde seninde herkes gibi derste olman gerekmiyor mu?"

Gülümseyerek sorduğu soruya odaklanmaya çalıştım.

"Genelde bu derslerden kaçarım ve düşük derslerimi yükseltmek için çalışırım," diyerek biyoloji kitabını gösterdim.

"Biyolojin kötü mü?"

Başımı evet anlamında salladım.

"Üreme konusunda bir sorunun olursa tereddüt etme gel, harikayımdır."

Göz kırparak kantinden çıktı. Ben ise sadece bakakaldım.

-

Justin: Sencede bugün çok sıkıcı değil mi?

Bilinmeyen numara: Hayır, bugün harika bir gün

Justin: Sebep?

Bilinmeyen numara: Boşver

Justin: Ten rengin ne

Bilinmeyen numara: Kumral

Justin: Göz rengin?

Bilinmeyen numara: Uyumam lazım

Bilinmeyen numara: Bugün biyoloji çalıştım ve aşırı zordu

Justin: Gördüğüm herkes biyoloji çalışıyor

Bilinmeyen numara: Başka kimi gördün ki?

Justin: April

Bilinmeyen numara: Tanımıyorum

Justin: Ben tanıyorum

Justin: İyi geceler bilinmeyen

Bilinmeyen numara: İyi geceler Justin.

-

texting // jbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin