fourty-three

5.6K 295 32
                                    

Justin: Dün gelmedin?

Justin: Bir sorun mu var?

April: Birini ziyaret etmem gerekiyordu, özür dilerim

April: Bu hafta okula gelmeyeceğim

April: Haftaya görüşürüz

Justin: Bir şey mi oldu doğruyu söyle

Justin: Kimi ziyarete gittin

April: Amcamı Justin

April: Bu anlayabileceğin bir konu değil tamam mı?

April: Karışma

Justin cevap yazmayınca O'nu kırdığımı düşündüm. Ama gerçek şu ki; hiç bir insan amcasının, birini öldürdüğü için hapishanede olduğunu anlatmak istemezdi. Hele ki o ölen kişi babamsa.

Büyük annem ile papatya çayı içiyorduk ve bana dedemle fotoğraflarını gösteriyordu.

Klasik bir gün.

"April?"

Büyük anneme döndüm, onu dinlemediğimin farkına varmış olmalıydı.

"Pardon büyük anne."

"Kimi düşünüyorsun?"

Bunu demesini beklemiyordum.

"Sadece... Biri işte, çok önemi yok."

Aynen, hayati değer ama bunu büyük annenin bilmesine gerek yok.

İç sesim gene haklıydı.

"Seni bu kadar uzaklara götürebiliyorsa önemli biri olmalı," dedi ve elini elimin üstüne koydu.

"Yoksa sen aşık mı oldun?"

Elimi hemen geri çektim ve ayağa kalktım.

"Uyumam gerek."

"Saat daha 7 April."

Sessiz bir küfür mırıldandım.

"Kitap okurum."

°

April: Justin özür dilerim

April: Sadece bugünler pek iyi geçmiyor

April: Negatifliğimi sana yansıtıyorum

Justin: Yardımcı olabileceğim bir konu mu?

April: Benden soğuyabileceğin bir konu desek daha iyi olur

Justin: Senden asla soğumayacağım

Justin: Bunu kafana sok gerizekalı

April: Aptal

:D

texting // jbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin