Multide Azad Mardinli
Azad bu gün biraz daha iyi. Ama gitmedi işe Ufuk diye birine çok güveniyor şirketi ona emanet etmiş. Imza felan gerektiğinde o atıyor . Azad Mardindeyken böyle idare ediyorlarmış. Bu akşam Ufak ve Eşi hasta ziyaretine yemeğe geliyorlar. Azada yemek için yardım ettiriyorum aslında gerek yok ama yaşasın kötülük... Uğraşmak hoşuma gidiyor. Ama bu gün demeden temizliğe yardım etti. Ideal kocam benim. Elindende her iş geliyor manyak güzel soslu makarna yapıyor. Çorbaları zaten efsane belkide Azad yapıyor diye bana böyle geliyor. Ne bileyim ben güzel işte. Yemekler felan hazır olunca Azad film almış onu izliyoruz. Komadi film boyunca gülmekten bayılıyorum. Dizlerimi dövmekten ellerim parcalandı. Azad bana deli dermişcesine bakıyor. Ama Azad gülemiyor hala başı ağrıyor bu adamın ya! Doktora git diyorum gitmiyor. Inat etti deli edecek beni. Misafirler geliyor orta yaşlarda tatlı mutlu bir çift işte. Sevdim , çok samimiler. Konuşmak için konuşmuyorlar tek Azadla Ufuk abi bir ara iş konuştular orda sıkılmadım değil. Çorbayı çok beğeniyor Ufuk eline sağlık çok güzel olmuş diyor bana . Bende Azad yaptı onun eline sağlık diyorum. Eşi kahve içerken "çok kızkandım bu akşam sizi. Ne yaparsanız birlikte yapıyorsunuz." diyor. Tuafıma gidiyor dışarıdan böyle gözüküyoruz demek ki. Bizi kızkanmış ya inanamıyorum. Ama belkide iltifat etmek için söylemiştir. Uğurluyoruz birlikte misafirlerimizi. Içeri koltuğa yatıyor Azad yine. Misafirlerin yanında tabi yatamadı. Kıyamıyorum onu böyle görünce. Ama bir yandanda çok tatlı ya...
"Bana kahve yapsana Nefes ?"
"Içeli yarım saat oldu olmadı. Hem başını daha kötü yapar"
"Karım beni mi düşünürmüş "
"Ne düşüncem be! Yapmaya eriniyorum"
"Hı hı öyle. Nefes bu akşam yaptıkların için saol "
"Ne yaptım ki ?"
"Misafirperverliğin sıçak kanlılığın hemde zorunda değilken"
"Bu hayatta hiç birşey karşılıksız değildir Azad Bey! "
"Viçdansız kadın ne yaptırcan yine?"
"Tamam tamam bu seferlik acıyorum sana. Başın bir geçsin o zaman görürsün sen "
Azad kim gösterir göreceğiz diyor yatmaya giderken. Ben bulaşıkları makineye diziyorum. Odama gittiğimde yine Azad benim yatağımda. Birşey demeden yatıp sarılıyorum ona. Evlendiğimizden beri bir kere bile kabus görmedim. Azad sayesinde tabi hakkını yemeyiyim... Seviyorum seni be adam. Keşke bunu yüzüne söyleye bilecek cesaretim olsa...
Azad sabahın köründe uyandırıyor beni. Sessiz duramıyor ki! Ya kapı çarpar yada bardak tabak kırar. Deli ediyor beni ya bu saatte uyanmak mı zorundayım ben. Azadla yine atışarak kahvaltı yapıyoruz. Azad şirkete gidiyor ama başı geçmedi hala. Uzun zaman oldu bütün yükü Ufuk abiye yüklemeyeyim diyor . Gitme demek istiyorum başın böyle ağrırken ne işin var şirkette ama yine sessiz kalıyorum. O bana gitme dedi de ne oldu sanki dinlemedim bile. Azad gittikten sonra ev boş kalıyor. Ne bileyim çalışmasın Azad. Ben kime eziyet edecem Azad çalışırsa? Azaddan başka kimseyi istemiyorum tek birtek o olsun. Bu evden çıkmayalım onunla kavga edeyim. Hatimi bitirmeme az kaldı. Onu bitirmek için akşama kadar okuyorum. Sonra koçaçığıma yemek yapıyorum. Azad ne kadar kötü olursa olsun kapıyı açtığımda hep gülümsüyor tatlı tatlı. Girer girmez koltuğa yatıyor. Beya kötü bu adam ya. Offff Azad ya kendine neysede bana bari yapma. Git da hastaneye... Bir gün yapcağımı biliyorum ama zorla kolundan tutup zorla götürcem. Bir gün değil ki ağrı günlerce sürdü. Hatta sürmeye devam ediyor.
"Hoşgeldiniz Azad bey "
"Hoşbudum meleğim"
Bu adam bana meleğim mi dedi. Yer elmasından sonra değişik oldum. Hoşuma gidiyor böyle demesi. Belki bir kelime ama ne bileyim taşıdığı anlamlar. Yemek yiyoruz Azad arada bir kafasını yere koyuyor . Ve korktuğum oluyor Azad bayılıyor. Yapma bunu bana Azad yapma. Bana böyle birşey olursa Ufuk abiyi ara sakın ambulans çağırma demişti. Direk Ufuk Abiyi arıyorum.
" Seni seviyorum Azad hadi aç gözlerini yapma bunu bana . Ya ben sensiz yaşayamam. Olmaz Azad bırakamazsın beni! "
Ufuk abi gelene kadar Azadın durmadan nefesini kontrol ediyorum. Ailem herşeyim o ondan başka kimsem yok! Yapamaz ki yapmaz bırakmaz beni...
Ufuk abi Azadı koltuğa yatırıyor. Ya öyle yatıyorki Rabbim sen beni Azatımdan ayırma. Dualar ediyorum. Ufuk abi birşey yok diyor ama biliyorum benden sakladıkları birşey var hissediyorum bunu. Azad kendine geliyor ama çok kötü ya. Hastaneye götürmek istiyorum ama Ufuk abide Azad da karşı çıkıyor. Ya yapmayın bunu bana keşke ambulans çağırsaysım. 112 yi aramak varken ben niye Ufuk abiyi aradıysam zaten! Azadı dinlemem normalde dinşeyeçeğim tuttu ama ona birşey olursa kendimi... offf düşünmeyeceğim böyle şeyleri Azad yanımda ve nefes alıyor konuşuyor. Ufuk abi gidiyor Azada tekken baskı yapıyorum hastaneye gidelim olmadı doktor çağıralım diye. Ama yok dinlemiyor beni beyefendi!
Azadın ağzından
Gözlerimi açar açmaz hastaneye gidelim diye tutturdu. Nasıl derim ben hastayım. Beynimde büyüyen birşey var diye. Amaliyat olmayı düşündüm ama olmaz yapamam. Nefesimle birkaç ay mutlu geçirmek istiyorum . Onu ölümüme alıştırmam lazım. Söylemiyor ama biliyorum bana bakışlarından anlıyorum. Beni en az benim onu sevdiğim kadar seviyor. Onu bu hayatta nasıl yanlız bırakacam ben! Düşünmekten kafayı yiyeceğim ağrı kesiçilerle ayakta zor duruyorum. Bu gün şirkete diye hastaneye gittim. Doktor yakınlarına söyle böyle olmaz amaliyat şart. Sen istediğinde çok geç olacak dedi ama ben öğrendiğimde bile geçti. Allahım Nefesimi bu halde bırakamam. Ölmek değilde beni korkutan Nefes. Deli ne yapacağı belli olmaz. Ahiretini batırmasından korkuyorum. Nefesim seni doya doya içime çekmeden ölmek istemiyorum. Tam mutlu olmaya başlamışken seni bırakıyor olmak. Ama son aylarımız güzel geçmeli. Bana biraz eziyet ettirmiyor değil ama olsun seviyorum en önemlisi bu. Odama çıkıyorum en son bu kızdan kurtuluş yok. Ilaç içiyorum biraz sonra kendime gelirim. Yatıyorum Nefesim gel gel diyorum. Sanki duymuş gibi gelip ışığı açıyor. Kaşlarını yukarı kaldırıp doktor diyor başka birşey demiyor.
"Azad yarın gidiyoruz haberin olsun. Yok öyle mızmızlanmak yok"
"Halsizdim bayıldım bu kadar. Tamam uzatma uykum var hadi"
"Nasıl uzatma . Nasıl korktuğumdan haberin var mı senin! Gideceğiz"
"Nefes yorma beni ! Hani ben senin umrumda değildim. Şimdi nereden çıktı bu ilgi. Gidip gitmemem seni ilgilendirmez!"
Neden sesimi yükseltiyorum ben. Sanki kötü birşey demiş gibi bağırdım kıza. Allahım çıkamıyorum bu işten yardım et yarabbim. Gözleri sulanıyor ağlamak için kendini tutuyor. Sarılmak istiyorum özür dilemek. Hani son aylarımızda mutlu olcaktık. Nefesim karşımda çaresiz kalıyor. Onu bu halede ben soktum. Azarladım kızı resmen... Arkasını dönüp giderken bileğinden tutup "gitme" diyorum. Tam bağırçakken gözlerini gözlerimden çekip elime indiriyor. O anda tuttuğu göz yaşları fışkırırcasına akıyor. Parmaklarım morarmaya başladı bu lanet hastalıktan dolayı. Saklamaya çalıştım ama sonunda gördü işte. Yüzünde öyle bir açı ifadesi var ki dayanamıyorum onu böyle görmeye. Rabbim yardım et...
"Azad parmakların ..."
"Valla birşey yok. Yapma böyle içtiğim bir ilaçın yan etkisi sadece. Başım ağrıyor diye her ilaçı içtim ondan oldu. Ağlama hadi ben sana ne zaman yalan söyledim. Inan bana"
Şimdi söylüyordum işte. Nefese sarılıyorum benden ayrılıp kaşları kaldırıyor ama çok tatlı ya. En çok sinirlendiğinde böyle yapmasını seviyorum.
"Beni kendine aşık edip bir yere gidemezsin Azad bey! Olmaz anlıyormusun beni... hiç bir yere bırakmam seni!"
Eğilip öpüyorum. Demin bana aşık olduğunu söyledi resmen. Saten gözleri her zaman söylüyordu ama dudaklarından duymak bitirdi beni. Çok zamansız sevdin sen beni. Çok zamansız... Ben seni bırakacam. Dediğin gibi kendimi zorla hayatına sokmuşken!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nefesim Ol ( Tamamlandı )
Romance"Ablacığım ne oldu?" "Yok birşey" "Söyle tatlım vallahi kimseye söylemek yok" "Abla biri senden birini öldürmeni isterse ama bu çok sevdiğin biriyse ne yapardın ?" " Eflin sen ne saçmalıyorsun?" "Öldürmezsen hep seninle uğraşsalar canını yaksalar." ...