Nefesim Ol ( Tamamlandı )

Bölüm 40:"Final"

        " Ne var ne yok diyorlar.
Diyorum ki Allah var sıkıntı yok... ! "

Final geldiiii.... İstemesemde :( Keyifli okumalar....

_Bir buçuk yıl sonra_

Nefes 'den

Elbisemi aceleyle üzerime geçiriyorum. Saolsun Ada konağı inletiyor  ama Azad bey kayıplarda. Sevmeye gelince kuçağından indirmez altı değiştirilcek Azad kaçış! Kucağıma alıp " Niye ağlıyormuş benim kızım "diyerek öpücüklerime boğuyorum. Yeni emzirdiğim için ikinçi şık kokudanda anlaşıldığı gibi. Altını değiştirdikten sonra Azad geliyor.

"Azad bey teşvik edebildiniz! " diyorum sitem dolu sesimle. Ben burada sinirleneyim benim kocam gülsün. Bu adam niye böyle!  Azad ,

"Tamam geldim işte Yer Elmam. Ver istersen  hazırlan sen. " diyor birde utanmadan. Acelem olmasa diyeceklerimi biliyordum ya ama neyse. Azad ' ın kollarına kızımı bırakıp şalımı yapmaya koyuluyorum. İki dakika geçmeden Ada ağlayarak "mama" diyor. Azad " Kızım anne iki dakika sonra mamanı verecek. Ağlama kızım. " diyor. Ama yok ağlamaya devam ediyor.

"Canım ver benim kuçağıma. Sende benim şalımı düzelt. " diyorum . Dediğimi yapıp veriyor kızımızı. Sadece önden inelemiştim. Yanları ineleyip şalı arkadan bağlıyor. Sonra sitem edermişcesine adanın burnunu sıkarak " Bende mama diye ağlarken annenin kuçağımda bir rahatsın bakıyorum. Sen hayırdır ?"diyor. Kahkaha atıyorum bu hallerine. Ada babasıyla uğraşmayı seviyor galiba.

küçük bir öpüçük kondurduktan sonra " Güzelim ben Sıraç ' ın yanına gidiyorum. Mağlum damat traşı olmaya götüreceğiz. Bende gitmişken saçlarımı kestirip gelirim" diyor. Başımla onaylayıp " Tamam babası aman sen sakallarını kestirtme sakın. " diyorum..!

Gülüşünün arasında başıyla onayladıkdan sonra çıkıyor. Bende kızımı hazırlıyorum. Prenses model gelinlik öyle yakıştı ki. Sarı kıvırçık saçları o mavi gözleri galiba dayanamayıp kızımı yiye bilirim.

Avluya iniyorum herkez neredeyse hazır. Ercin eşarbını düzeltiyor. Tabi onunda karnı burnunda Allah ' tan Yiğit ' i babası damat traşına götürmüş. Kızım " babayne " demesiyle babaannesi alıyor kuçağına. "Benim torunum gelin mi olmuş " diye yanaklarını öpüçüklere boğuyor.

Ercin koşarak merdivenlere yönelince bende peşinden gidiyorum. Banyoya gidip klozete eğilip bütün sabah yediklerini israf ediyor. Fatma abla pişi yapmıştı sabah. Lavobada yüzüne su vururken " Sabah yediklerin israf olmasaydı iyi olurdu. " diyorum. Gözlerini devirip " Nefes kız ben burada ne haldeyim düşündüğüne bak " diyor. Sonra devam ediyor " Yiğit ' de böyle olmamıştım ben. Bu hamilelik beni zorluyor. " diyerek. Benim hamileliğimin ilk ayları rahat son ayları sıkıntılı geçmişti.

Anlayışla onayladıktan sonra avluya iniyoruz. Baya kalabalık olmuş. Mağlum kız istemeye gidilecek. Aylin dün çok heyecanlıydı. O düğün istemiyordu günah diye. Müzikler danslar falan edilecek diye. Ama Sıraç ' ı kıramadı. Misafirleriyle görüşüyoruz nazar değecek diye korkuyorum. Kızıma bir ara nazar boncuğu takmam lazım. Mardin  esmere alışkın benim sarışın prensesime değil.

Azad ' larda gelince konvoy oluşturulur. Kız evine  doğru yola çıkıyoruz. Azad kulağıma eğilip " Yer Elmam kızımıza talipler çıkacak şimdi. Niye gelinlik giydirdin pamuk şeker gibi olmuş. " diyor. Kaşlarımı kaldırıp " Bak bana Yer Elmam kızımıza pamuk şeker gibi diyorsun. Hem benim kızımın başı bağlı buse 'lerle dünür olacağız . " diyorum. Hemen kaşları çatılıyor " şakanında birşeyini çıkardınız ama.  "

.
.
.

Kız evine gidip kızı aldıktan sonra konağa geri dönüyoruz. Masalar kurulmuş ikramları dağıtıyorlar. Ecrin yine gelir gelmez lavaboya koştu. Eflin hala hastanede olduğu için gelemedi. Emir tedavisinin olması için özel ilgileniyor. Eflin 'e karşı biraz yumuşadığımı söyleye bilirim. Benim için vurduğunu düşünmüyorum hatta Azad ' ı benden kıskanıyor. Sadece düşündüğü Ada yani yeğeni.