_Iki ay sonra_
Avluya iniyorum Azad sinirle telefonu duvara fırlatıp küfür ediyor. Yengem " Oğlum tamam işte geç olmadan farketmişsiniz. Sinirlenme."diyor. Ne oldu? Azad beni görünce topallamaya çalışıyor ama sinirini gözlerinde görebiliyorum. Sıraç "Aynen annem doğru söylüyor ağabey geç olmadan fark edildi. " diyor.
"Ne fark edildi? " diye soruyorum. Azad yine ' sen bunları düşünme sadece kızımızı düşün' derse kafasına bir tane geçirecem. Azad,
"Şirketti emenet ettiğim Ufuk abi şirketi üzerine geçirmeye çalışıyormuş. Saten beni kendine ortak edinmiş ne kazanırsa şirket , yarısı kendi üzerine! Sinirlenme diyorlar Nefes! Nasıl sinirlenmem kime güvenmesem sırtımda hanceri hissediyorum! " diyor. Yok artık!! Eşiyle geldiler yemek yedik sohbet ettik... Kardeşi Rezan yetmedi birde bu çıktı.
"Ne! Belki yanlış anlaşılma falandır. Azad geldiler bize konuştuk onlarla öyle insanlar değillerdi. " diyorum. Ama yok ya yapmamışlardır. Azad gözlerini devirip " kimse göründüğü gibi değil ki. Yediği kaba pisledi işte. Mirza bunu arıştırıyordu şirket kötüye gidince yollamıştım. Çıktı işte foyaları!"diyor. Sesi giderek alçalıyor. Azad'ın yere attığı telefon çalıyor. O nasıl çalıştı lan!
"Tamam bir hafta içinde orada oluruz. " diyor. Biz bir hafta sonra nerede oluyoruz? Hem doğuma ne kaldı şurada. Sekiz buçuk aylık Ada. Yani en fazla yirmi gün sonra kızımıza kavuşacağız.
"Azad ne yolu?"diye soruyorum. Yolda doğurmak istemiyorum ben kızımı.
"Ankara'ya dönmek zorundayız. Bu olayla alakalı değil güvenlik için."diyor. Birşey saklıyor yine. Ne güvenliği? Yengem ağzımdan lafı alıp " Oğlum kalsanız burada güvende olmayacaksınızda oradarda mı olacaksınız?"diyor. Azad başını olumsuz anlamında sallayıp " Tehtit alıyorum. Tehlikede olacağız burada. Gitmek zorundayız. " diyor. Duyduklarımı sindirmeye calışıyorum. Tehtit? Tehlike?
"Ne tehtidi? kim.?" Diye soruyorum. Eğer kızıma birşey olursa. Bu kadar israr ettiğine göre önemli. Azad ,
"Bilmiyorum sorunda bu! Kim olduğunu bilmediğimden önlem alamıyorum. Ailem dışında kimseye güvenimde kalmadı. " diyor. Caresiz gibi... Kim olabilir ki? Dayımın düşmanı çoktur belki onlardan biridir.
***
Akşam yemeğinde kimsenin keyfi yok. Bana dışarı çıkmak yasaklandı. Saten cıkmıyordum ama ne olursa olsun çıkmayacakmışım. Azad her ihtimali düşünüyor. Beni arayıp tehtit etmelerinden bende korumak için onların dediğini yapmamdan korkuyor. Gerçekten de yaparlarsa yaparım. Azad 'ıma birşey olmaması için herşeyi yaparım. Dayım korurum ben sizi falan diyor ama yok Azad koymuş bile kafasına. En iyisi ne olacaksa olsun. Sıraç 'ın isteme olayıda var daha. Ona gitmezsem olmaz! Sıraç tuzlu kahveyi beğenecek mi? Ailesi kızı verecek mi? Benim orada olmam lazım ya. Aylin tamam demiş ama ailesi? Biraz zorunluluk ama yinede ben mutlu olacaklarına eminim. Sıraç Ada doğduğunda beni pıcaklamaya söz verdi. Yok neymiş pata küte herşeyi anlatmışım. Aylin 'in bilinç altına girmekmiş benim görevim. Ama iki günde olacak iş mi? Iyi ki de yaptım valla. Tamam kız Sıraç 'la utancından konuşamadı ama bunda benim suçum ne ya? Utangaç kız ne yapalım. Sıraç ne yaptı kızın aklına girdi bilmiyorum ama iki ayda beklenmeyen performans gösterdi. Yiğidi öldürüm hakkını yedirmem. Aman bende biraz daha uğraşsaydım evet derdi...
Dayım " Azad istemeye gelemeyecek misiniz ? " diye soruyor. Gidelim Mirza'da gitmiştim bunda da gitmek istiyorum. Ama Azad " Siz gidin baba konakta kalsak daha iyi olur. " diyor. Kim tehtit ediyor ? Azad konaktan çıkmak bile istemediğine göre tehlikedeyiz demek. Kızım doğmadan girdiğim strese bak!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nefesim Ol ( Tamamlandı )
Storie d'amore"Ablacığım ne oldu?" "Yok birşey" "Söyle tatlım vallahi kimseye söylemek yok" "Abla biri senden birini öldürmeni isterse ama bu çok sevdiğin biriyse ne yapardın ?" " Eflin sen ne saçmalıyorsun?" "Öldürmezsen hep seninle uğraşsalar canını yaksalar." ...