Bir şeye mi sinirlenmişti acaba? Belki de önemli bir işi çıkmıştı ya da bana öyle gelmişti. Hiçbir şey olmamış da olabilirdi. Düşüncelerimden sıyrılarak Alperen ile sohbet etmeye başladım.
Apartmanın önüne gelince, "Anneme söyledin mi yolda olduğunu?" diye sordum.
"Hayır, güzelim. Sadece sana mesaj attım."
"O zaman Zümra Sultan'a sürpriz yapma vakti." diyerek gülümsedim.
Çantamdan anahtarımı çıkarıp dış kapıyı açtım ve merdivenlerden çıkmaya başladık. Evin kapısını da açıp içeriye girerken, "Ben geldim!" diye bağırdım.
"Hoş geldin annem! Mutfaktayım. Buraya gel!"
Alperen'i arkama alarak mutfağa doğru ilerledim. Alperen kenara saklanırken ben de anneme baktım. Arkası dönük yemekle uğraşıyordu.
Ağzımı oynatarak, "Gel." dedim. Alperen saklandığı yerden çıkıp yavaş adımlarla annemin yanına doğru ilerledi ve gözlerini kapatıp tahmin etmesini bekledi.
"Arden? Hayır değil. Arden'in elleri böyle değil. Miray hiç olamaz. Alperen sen misin?"
"Benim Zümra Abla." diyerek ellerini çekti ve anneme sıkıca sarıldı.
"Hih! Aslan parçası nasıl da büyümüşsün! Boyunda baya atmış."
Ve o güzel ebeveynlerimizin uzun zamandır görmediği birine ettiği klasik lafları...Yani zaman geçiyor ve doğal olarak büyüyecek, değişecek. Şu cümleleri ne kadar sevmesek de canım ailelerimiz ve büyüklerimiz sevip vazgeçemiyordu.
"Delikanlı olmuş bu ya. Hey Maşallah."
"Teşekkür ederim, Zümra Sultan." diyerek mahçupca gülümsedi.
"Ayza Sultan gelmiş diye duydum. Nerede?"
"İçeride, odasında."
"Tamam, ben bir bakayım." Odaya gitmesine gerek kalmadan teyzem yanımıza gelmişti.
"Oo! Kimleri görüyorum!"
"Ayza Sultan!" diyerek teyzeme de sıkıca sarıldı.
"Bizim bu ufaklık nerede peki?"
"Odada çizgi film izliyor."
"Ben bir bakayım kerataya."
Alperen, Kaan'ın yanına giderken bende odama geçip üstümü değiştirdim. Üstümü değiştirdikten sonra yemek yemek için muftağa ilerledim.
"Hadi geç otur da yemeğini ye annem. Acıkmışsındır şimdi."
"Kurt gibi acıktım kuzum. Ne var bakalım yemekte?" diyerek sandalyeyi çekip oturdum.
"Mercimek çorbası, pilav, karnıyarık."
"Döktürmüşüz yine Sultanım."
"Eh belki biraz döktürmüş olabilirim." diyerek gülümsedi ve kaseye mercimek çorbası koyup önüme koydu.
Alperen de sandalyeyi çekip masaya otururken, "Zümra Sultan nasıl özledim yemeklerini var ya." dedi ve yemeklerin kokusunu içine çekti.
"Bende bunu düşünerek en sevdiğin yemekleri yaptım." diyerek gülümsedi annem ve kaseye mercimek çorbası koyarak Alperen'in önüne koydu.
"Ya Sultanım sen var ya mükemmelsin!"
"Anneme çok iltifat etmesek hani." diyerek kötü kötü baktım.
"Tamam, sustum." diyerek yemeğini yemeye başlayınca bu haline güldüm.
Herkes karnını doyurup, masadan kalktıktan sonra kirlileri toplayıp bulaşık makinesine koydum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İLANİHAYE
Teen FictionKırgınlıkların kalbine battığı bir kız düşünün. Gülümsemeleri çoğu zaman burukla dolu. Bir gün, tüm acılarına rağmen, gülümsemeyi benliğinden uzak tutamayan bir çocuk giriyor hayatına. Gülümsemeyi öğreniyorlar birlikte, sonsuzluk da; sonla. ~ Her ş...