Miray'ın Ağzından:
Bugün günümü tamamen kendime ayıracaktım. Bol bol film izleyip yataktan çıkmayacaktım. Yatağımın altına sakladığım nutellalarımı ve çikolatalarımı çıkarmak için aşağı eğildim. Geride kalan hiçbir şeyin olmadığını görünce şaşırıp, "Nasıl ya? Ne ara bitti bunlar?" diye kendi kendime sorarken aklıma Arden'in gelmesiyle şaşkınlığım kaybolmuş yerini sinire bırakmıştı. Gizli yerim ifşa olmuştu. Artık yerini değiştirmek zorundaydım.
Yerden sinirle kalkarak üstümü değiştirdim. Cüzdanımı alarak, "Sultanım markete gidiyorum. Bir şey istiyor musun?" diye sordum.
"Hayır kuzum."
"Tamam. Bu arada Arden nerede?"
"Az önce dışarı çıktı."
"Tamam."
Öcümü o geldikten sonra alacağımı aklımın bir köşesine not edip ayakkabılarımı giyinip evden dışarı çıktım. Rüstem abiden bir sürü çikolata ve 2 tane büyük nutella alarak parasını ödeyip evin yolunu tutmaya başladım.
Apartmana yaklaşırken biri kolumdan tutup beni kendisine doğru çevirdi.
Karşımda Buğra'yı görünce kolumu ondan kurtarak, "Ne yapıyorsun ya? Ne işin var senin burada?" diye bağırdım.
"Sana anlatacaklarım var. Çok önemli."
"Anlatacağın hiçbir şeyi dinlemek istemiyorum." diyerek yürürken önüme geçip, "Dinlemek zorundasın." dedi.
"Dinlemek istemiyorum! Çekil önümden!"
"Anlatacaklarım Berkhan ile ilgili. O ve onun sana söylediği yalanlarla ilgili."
"Ne saçmalıyorsun be?"
"Berkhan senin sandığın kişi değil. O bir yalancı."
"Berkhan hakkında doğru konuş!"
"Doğru konuşuyorum zaten. Bu çocuk sana ne yaptı ya? Büyü falan mı? Olan bitenleri görmüyor musun? Bu kadar mı gözünü boyadı?"
"Of Buğra. Çık şuradan. Uğraşamayacağım seninle."
"Berkhan sana ailesi hakkında yalan söyledi. Kim bilir daha ne hakkında yalan söylemiştir."
"Her şey bitti şimdi de ona iftira mı atmaya çalışıyorsun?"
"Berkhan'ın bir şirketi olduğunu biliyor musun? Dedesinin öldüğünü?"
"Evet. Biliyorum."
"İyi bunları söylemiş bari. Ama bunları bilmediğine eminim."
Daha fazla dayanamayarak onu ittim ve apartmanın girişine doğru yürümeye kaldığım yerden devam ettim.
"Babasının öldüğünü biliyor musun?"
Olduğum yerde durup arkamı dönerek, "Ne saçmalıyorsun ya? Berkhan'ın babası yaşıyor!" diye bağırdım.
"Aa evet! Sana geçenlerde babasıyım diye tanıştırdığı kişiyi söylüyorsun. O Berkhan'ın gerçek babası değil. Berkhan'ın babası 6 yıl önce trafik kazasında ölmüş."
"Bak hâlâ ya! Bir dakika ya. Sen babasıyla tanıştığımı nereden biliyorsun?"
"Biliyorum işte. Onlar gerçek ailesi değil! Seni kandırıyor! Annesi şu an bir klinikte tedavi görüyor!"
"Beni takip ettin ve öyle bir kıskançlık krizine girdin ki dayanamayıp bunu uydurdun bravo! Sana da bu yakışır!"
Hızla yürümeye devam edip zile basacakken tanımadığım birinin sesi ile durmak zorunda kaldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İLANİHAYE
Ficção AdolescenteKırgınlıkların kalbine battığı bir kız düşünün. Gülümsemeleri çoğu zaman burukla dolu. Bir gün, tüm acılarına rağmen, gülümsemeyi benliğinden uzak tutamayan bir çocuk giriyor hayatına. Gülümsemeyi öğreniyorlar birlikte, sonsuzluk da; sonla. ~ Her ş...