Bize otuz iki diş sırıtarak bakan Dolunay'a ifadesizce bakmaya başladık. Öyle bakmaya devam edince moreli bozulur gibi olmuştu ama çaktırmamaya çalışarak herhangi bir cevap bekledi."Yani şimdi..." Burun kıvırıp önce kızlara sonra Dolunay'a baktım. Bu hareketimden kabul etmediğimi çıkarsa da yavyuma ters köşe yapıp, "E hadi, açsana yavyum Serdar abiyi." diyerek bağırdım ve ellerimi çırparak yerimden kalktım. Uzun zamandır kızlar gecesi yapmıyorduk. Özlemiştim yahu.
"Ne yani yapıyor muyuz şimdi kızlar gecesi?" Dediğimi ya anlamamıştı ya da emin olmak için tekrar soruyordu.
"Serdar abi diyorum hobidik. Açsana."
"Ay, harbiden yapıyoruz! Yavyumlar mükemmel geceye hazır olun. E ben mükemmel olunca gecenin de mükemmel olmaması imkansız."
Puf koltuğumun üzerindeki yastığı kapıp Dolunay'a fırlattım ve, "Bir kere de kendini övme be!" diyerek şakayla karışık sitem ettim. Fırlattığım yastık yere düşmüştü. Yastık ona gelmeyince sırıtıp, "Kıskanma be! Sende mükemmel olsaydın kendini överdin ama üzgünüm bebeğim bizimle değilsin." dedi ve eliyle saçlarını savurdu.
"Ay hoşt ulan, hoşt! Neyini kıskanayım. Haspam!"
Eslem ve Beril'in gülerek didişmelerimizi izlediğini fark edince, "Siz neye gülüyorsunuz beyinlerini hobidiklediklerim?" dedim ve Dolunay'a attığım yastığı yerden kaptığım gibi kızlara geçirmeye başladım. Ne ara uyurken kullandığım yastığımı aldıysa Eslem, kafama geçirdi. Baya geçirdi. Küçük bir sarsıntı yaşadım be! Gözlerimi kısıp, 'öldün hobidik' bakışımı atıp üstüne atladım ve beraber bir güzel yere yapıştık. Yerde Eslem'le birbirimize sataşırken Beril ile Dolunay da üstümüze atladı ve deliler topluluğu didişme ekibi tamamlanmış oldu.
Birbirimize acımadan yastıklarla sağlı sollu geçiriyorduk. Bir yandan da gülüyorduk. Yastık savaşını daha eğlenceli hale getirmek için yabancı kopmalık bir şarkı açtık. Şarkıyla iyice gaza gelmiştik.
"Açılın oburiks geliyor!"
"Çekil şuradan yavyum. Ben varken sana ne oluyor?"
"Asıl sana ne oluyor be!"
"Yavyum mükemmelliğimden seni duyamıyorum."
"Kulakların bozuktur."
"Beril yavyum."
"Efendim oburiks yavyum."
"Şeftali çok güzel meyve değil mi? Şeftaliyi severim. Şef-"
"Allah belanı vermesin! Sus lan! Senin ben beynini oburiksleyeyim!"
"Hey! Repliğimi çalma lan!" diyerek araya girdim. Beril 'cidden mi oburiks' bakışını atıp kollarını, bacaklarını ve ellerini yırtmak istercesine kaşımaya başladı.
"Dolunay salak mısın? Niye inadına şeftali diyorsun? Ben de daha demin şeftali dedim, değil mi lan? Ve ikinci kez söyledim. Ben en iyisi susayım ya." Eslem'e dönüp bencede kanka dermişcesine kafamı salladım.
"Dolunay gece bittin kızım sen! Korkulu rüyan olacağım!"
"İnşallah yavyum ya."
Beril'in kaşınmasını umursamadan bilgisayarın başına geçti ve Serdar abimizin Gıybet şarkısı açıp salak salak hareketler yapmaya başladı.
"Bu şarkı resmen benim için yazılmış be! Beni çekemeyenler bol. E tabi mükemmel olunca."
Gözlerimi devirip kendimce dans etmeye başladım. Eslem Beril'i tutup ortamıza doğru getirdi ve kızın kollarından tutup oynatmaya başladı. Beril ruhsuz bir şekilde Eslem'e bakmaya başlayınca, "E hadi dedikodutellam. Canlan biraz." dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İLANİHAYE
Novela JuvenilKırgınlıkların kalbine battığı bir kız düşünün. Gülümsemeleri çoğu zaman burukla dolu. Bir gün, tüm acılarına rağmen, gülümsemeyi benliğinden uzak tutamayan bir çocuk giriyor hayatına. Gülümsemeyi öğreniyorlar birlikte, sonsuzluk da; sonla. ~ Her ş...